Türkiye'de sarhoş insanların sepet içinde eve teslim edilmesi nasıl organize edildi?

 Uber'in icadından önce, kendi başınıza başa çıkmanız gerekiyordu.

 İstanbul, altmışlı yılların başı

 Bir barda çok sarhoş olan bir adamın yanında en az bir kez olan herkes, bunun özel bir zevk olduğunu bilir.  (Bu tür olayları hatırlamıyorsanız, bu hemin anda çok sarhoş olduğunuz anlamına gelir.). Ama İstanbul'da Orta Çağ'dan beri böyle sarhoşlukla başa çıkmanın harika bir yolu vardı.  Sadece bir hamalın arkasındaki hasır sepet içinde bardan eve götürüldüler.

 Sarhoş adamdan istenilen tek şey tam adresini verebilmesiydi.  Bununla birlikte, sarhoş olan kişi düzenli olarak bu duruma düşerse, ev adresi zaten biliniyordu.

 Barların yakınında, hayatlarını sarhoşluğa adayanları barındırmak için her zaman büyük sepetli hamallar vardı.

 Genel olarak, bu tür sepetler yiyecek ve diğer malları taşımak için tasarlanmıştı ve bir kişiyi taşıyacak şekilde donatılmamıştı.  Ama her halükarda, sarhoş bir adamı bardan çıplak elleriyle çıkarmaktan ya da barların bulunduğu dar caddeye bir at ya da eşek ile bir arabayı itmekten daha kolaydı

 Sepetin klasik kullanımı

 Tabii ki yük hamalın üzerine düşüyordu.  İş sadece fiziksel olarak zor değil, aynı zamanda ruhen yorucuydu - onu eve sarhoş götürdüğünüzde size ne kadar hoş ve ilginç şey söyleyeceğini bir düşünün.

 Ancak İstanbul'daki bu talihsizlerin kıtlığı yoktu: Gün boyu otellerde veya tren istasyonlarında çalışan hamallar, geceleri sarhoşları  sepetlerinde taşıdılar.  Bu tür taşıyıcılara küfeci, yolculara da küfe denirdi. Bir de bir Türk masalı var "Küfelik Olmak."

 Geleneğin bugün yaşadığından emin değiliz ama ilk fotoğrafın bize açıkça söylediği gibi 1960'larda böyle devam ediyor.  Bu ise 1950'lerin görüntüsü.

Kaynak: maximonline.ru