Sanki Covid-19’u öğretmenler yaratmış!
Toplumun bazı kesimlerinde, öğretmenlerin yüz yüze eğitimi istemiyorlar gibi bir algı oluşmuş. Aksine öğretmenlerden bize gelen tepkiler özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde yüze yüze eğitim yapmak istedikleridir. Öğretmenlerin bununla ilgili anekdotları var.
Örneğin; okul öncesi öğretmenlerden kendi okul müdürlerine ‘Bizler yüze yüze eğitime hazırız, siz de lütfen üst yönetimle yapılacak toplantılarda bunu vurgulayın.’ diyenler var.
İlkokul öğretmenleri de yüz yüze öğretime hazır olduklarını her ortamda vurguluyorlar. ‘Hocam ilkokulda 1. Sınıftan 5. Sınıfa kadar uzaktan eğitim zor.’ diyor bazı ilkokul öğretmeni. Hatta 5. sınıf öğretmenleri bile bunu bizlere aktarıyorlar. Pek çok öğretmen, samimi ve gerçekten içten, yüz yüze eğitimi tercih ettiklerini söylüyor. Sosyal medyada da büyük bir oranın bu yönde paylaşımları olduğu görülmekte.
Öğretmenler haklı; okul öncesi ve ilkokulda uzaktan eğitimin başarılı sonuçlar vermeyeceği ortada. Ne var ki covid-19 vakalarının artışı da değneğin diğer ucundaki bir gerçek. Bu nedenle okul öncesi ve ilkokulda, uzaktan eğitim mi yoksa risk alınarak yüz yüze eğitime geçilsin mi? Sorusunun cevabını vermek zor.
Öğretmenlerin hazır olduğu ve yüz yüze eğitim yapmak istedikleri de belli; ancak öğretmenlerin sanki okula gitmek istemedikleri, covid-19 olgusunda uzaktan (evlerinde otururken) eğitim yapmak istedikleri ve oturarak maaş aldıkları, yönündeki algı çok tehlikeli.
Bu yanlış algı öğretmenlerin sosyal bağlamadaki ‘motivasyonlarını’ kırıyor. Motivasyonsuzluk da toplumun geleceğini olumsuz etkileyecektir. En zor mesleklerden birisi ‘öğretmenlik’tir. Başka hiçbir mesleğe benzemiyor.
Toplumsal algı öğretmenlik mesleğinin prestijini de etkiler, öğretmenlerin de motivasyonunu. Öğretmenler göreve her zaman hazırdır, bu net bir şekilde bilinmelidir ve öğretmenleri mesleklerini icra edecek bu tarz algı yanılsamalarından vazgeçilmedir.
Öğretmenler yaratmadı ki covid-19’u! Öğretmenlerin okulların kapanmasını istediği de yok. Öğretmenler her zaman olduğu gibi, okul öncesi ve ilkokulda öğrencilerine yüz yüze eğitimle kazandıracakları davranışların çoğunun, yüz yüze eğitimle gerçekleşeceğinin bilincindedirler. Bu da böyle biline.
Öğretmenler okul öncesinde en önemli gelişimin ‘fiziksel’ gelişim olduğunun bilincindedir. Bunun da en etkili yönteminin, yüz yüz eğitim içerisinde gerçekleşebileceğini en iyi onlar biliyorlar. Makas tutma, kalem tutma, ipe boncuk dizme, çift ayakla sekerek belirli bir uzaklığı kadar gitme, atılan topu tutma ve bunlar gibi daha pek çok fiziksel davranışları, çocuklarla birlikte yaparak yaşayarak öğretiyorlar.
Fiziksel gelişim yanında sosyal, bilişsel, dil gelişimi gibi diğer gelişim alanlarında da temel olan ‘büyük ve küçük kas gelişimi’nin öğrencilerle yüze yüze, yaparak yaşayarak en etkili şekilde öğrenileceğini, yine en iyi öğretmenler biliyor.
İlkokulda da örneğin sadece okumayı öğretmiyorlar. Birinci sınıflara yazı yazmayı öğretiyorlar; kalemi tutarak yazı yazmayı. ‘Kalem tutma’ da küçük kasların gelişimi için önemli bir aktivitedir. Beden eğitimi dersleri, oyun, drama gibi fiziksel gelişim aktivitelerin de en iyi yüz yüze öğretimle öğrenileceğini çok iyi biliyor öğretmenler. Bu aktivitelerin de bu dönemde olmazsa olmazlar olduğunun bilincindedir öğretmenler.
Öğretmenler tüm bunların bilincindedirler ve bu aktiviteleri en iyi bilenler öğretmenlerdir. Öğretmenleri eleştirmek bazı kesimler için kolay. Ancak öğretmensiz bir toplumun nereye gideceğini de durup düşünmek, bir nebze olsun haksız eleştirileri kıracaktır.
Öğretmenleri çok haksız bir şekilde eleştirenler şunu da bilmeli; uzaktan eğitimde öğretmenler yüz yüze öğretimden daha çok efor sarf ediyorlar. Yüz yüze eğitim kolay, zor olan uzaktan eğitimdir.
Öğretmenler hep şansızdır. Kendi sosyal haklarını arasalar suç oluyordu. Şimdi okullar sağlık nedeniyle yüz yüze eğitime ara veriyor yine öğretmenler suçlanıyor. Galiba artık yeter noktasına gelindi.
Öğretmenlik en zor meslektir. Nedeni de belli; ne yapsalar sürekli eleştirilerin hedefindedirler; pandemide bile. Ama onların motivasyonlarını kırmak, toplumun geleceğini tehlikeye sokmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmez. Toplumun kendi ayağına kurşun sıkmasıdır.
Kaynak: .havadiskibris.com
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle