Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/3. bölüm/Ahmet İzzet Paşa'nın nasihatnamesi
Fi’l-hakika, Ahmet İzzet Paşa’nın şifre dahilinde kalan imzasıyla, Harbiye Nâzırı Cemal Paşa’dan 7/8 Teşrinievvel 335 tarihli şöyle bir telgraf almıştık:
Yeni kabinede, ekseriyetle mevcut olan, kadîm ve samimî rüfekamı ziyaret ederek istîzâh-ı ahvâl ve teati-i efkâr etmiş idim. Muttali olduğum bazı ahvâl üzerine, menâfi-i hayatiye-i millet ve memleket endişesi ve beynimizde müesses olan revâbıt-ı muhâdenet ve uhuvvet-i askeriye ümniyesiyle, mütâlaat-ı âtiyeyi serde müsaraat ediyorum:
Birkaç aydan beri memleketin dûçâr olduğu tehlike-i istilâ ve izmihlâlin önüne geçilebilmek emrinde, şimdiye kadar kuvâ ve harekât-ı milliyenin tesirât-ı nâfiası, cümlece tasdik edilmektedir.
Yalnız, bu hizmetin netâyicini iktitaf etmek, bundan sonra hakîmâne ve kanunî bir idârenin tesisine vâbeste olduğu da, erbâb-ı nazarca müsellemdir. Artık hükümet ve millet, ikilikten ayrılarak bir vahdet-i kâmile şekli irâe etmesine, fikr-i âcizanemce, ihtiyac-ı acil ve mübrem vardır. Kabine’yi teşkil eden zevâtın hulûs-i niyet ve itidâl-i fikrinden, cümlenin emin olduğuna mutemidim. Hiçbir kabinenin devamı memuriyetine imkân bırakmayacak bir vaz’-ı hâl-i dahilînin, siyaset-i hariciye üzerine olabilecek tesirât-ı meş’ûmesi, muhtac-ı izah değildir. Bir an evvel mebusanın intihâbı ve Meclis’in cem’i için, hükümet-i seniyece tedâbîr-i seria ittihâz olunmaktadır. Muhafaza-i vatan emrindeki azim ve niyet-i civanmerdânelerinin, erkân-ı hükümetçe suret-i telâkkisi, bugünkü beyannameden istimbat olunacağından hulûs-i niyetle ittihâd-ı efkâr husûl bulacağına emniyetim berkemâldır.
Ancak, bu sabah nezd-i âcizâneme gelen vâkıf-ı ahvâl ve şâyân-ı emniyet bir zat, Kütahya ve Bilecik cihetlerinde, mugayir-i marzî bazı ahvâlin zuhûrundan bahseylemiştir. Bizi, fetret ve ihtilâfa sevk etmek için hariç ve dahilden birçok teşvikat ve tahrikat vuku bulacağı tahmin ve teslim edileceği tabiidir. Diğer taraftan, dün vükelâdan bir zatın irâe ettiği Kastamonu Vali Vekili’nden mevrûd bir telgrafname ile de, bazı memûrînin tayin ve tecziyesi gibi hususâtta hükümet-i merkeziyeye adeta emredilmek isteniliyor idi. Bu misillû hâlâtın, devleti bu derekeye getirmiş olan ve nezdinizde dahi rütbe-i merdudiyeti beyanname ve tahlîfnamelerde maa’l-mesar görülen, idâre-i sakîmeyi aynen taklîd demek olacağından bu misillû adamlara vesile-i hareket ve faaliyet verilmemesini, müsellem olan kiyaset ve fatanetinizden ümit ederim. Hulâsa, artık memlekette vahdetin temînini ve kavânîn-i esasiye dairesinde hükümetle rabıta tesisini kemâl-i hulûs ile tavsiye ve ricâya müsaraat ederim. (Ahmet İzzet).
Cemal
Bu telgrafa, mümkün olduğu kadar hiçbir fikir ve hiss-i mahsus izhâr etmemeye çalışarak mülâyim ve hatta itminân-bahş bir cevap vermek, muvâfık mütâlaa edildi. Cevap budur:
Şifre
|
Sivas, 7/8 Teşrinievvel 35
|
C. — 7/8. 10.335
“Ahmet İzzet Paşa Hazretlerine”.
Mütâlaa-i samileri, lâyık olduğu ehemmiyetle nazar-ı dikkate alındı. Harekât-ı milliyenin tesirâtı hakkındaki hüsn-i telâkkiye teşekkür olunur. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra dahi, hidemât-ı vâkıâ-i milliyenin hakîmâne bir tarzda idâme edileceğine ve kanunî bir idârenin tamamî-i teessüsüne bütün mevcudiyetimizle çalışılacağına itimat buyrulmasını ricâ ve çünkü gaye-i mesâimizin bir devre-i kanuniye küşâdına ma’tûf bulunduğunu arz ederim. Elhamdülillah hükümet ile millet, nokta-i nazarlarında itilâf-ı tâm hâsıl eylemiş olduklarından fîmâba’d devam edeceğinden emin bulunduğumuz samimiyet-i mütekabile ve vahdet-i kâmile şeklini menâfi-i millet ve memleketi kâfil olacak surette irâe edecektir.
Harekât ve siyaset-i sakîmesi cümlenin malûmu olan Ferit Paşa Kabinesi’ne milletin mutavaat ve âmâl ve ef’âline müşâreket etmemesi, siyaset-i hariciyemiz üzerinde hiçbir tesir-i meş’ûm bırakmayıp bilakis Ferit Paşa Kabinesi’nin sebebiyet verdiği bi’l-cümle tesirât-ı menhûseyi bertaraf etmiş ve şâyân-ı şükr ü mahmidet olan bugünkü müsait vaziyet-i siyasiyemizi temîn eylemiştir.
Milletin itimâdına mazhar bugünkü kabine ile müttehid bulunmak, vaziyet-i dahiliyemizi, siyaset-i hariciye üzerinde en nâfi ve müessir bir âmil kılacağına şüphe yoktur. Hâdisât-ı fevkalâdede bazı yerlerde arzu hilâfında bazı vakayiin zuhûru gayr-i kabil-i ictinâb ahvâl-i zaruriye ve tabiiyedendir. Bilhassa Kütahya ve Bilecik ve Eskişehir gibi mevâkiin ve bu mevâkideki masum mağdur halkın tahtında bulunduğu tazyik ve tahkîr, lütfen ve nazar-ı insaf ile bir an düşünülürse bâis-i şikâyet görülen ahvâlin ne derece muhik olduğu ednâ mülâhaza ile sâbit olur. Buralardaki vaziyet-i elîme ve müessifenin de, bâis ve müsebbibi sâbık hükümetin tavr-ı miskinânesi olduğu düşünülünce hedef-i tâ’rîz ve tahtienin harekât-ı milliyeye tevcîhi haksızlık olur itikadındayım. Kastamonu Vali Vekili’nin manzûr-ı devletleri buyrulan telgrafnamesinden vekil-i mûmâileyhi de mazur görmenizi ricâ ederim. Çünkü bu tarz-ı mürâcaat yalnız Kastamonu’dan değil, daha bazı yerlerden de vâki olmuş ve yeni kabinenin mütereddid gibi görünen tavr-ı ibtidâîsi bir iki gün daha devam etseydi, bu nev’î mürâcaatlar memleketin her köşesinden yağacaktı. Fîmâba’d, bu gibi hâlâta kat’iyen meydan verilmemesi için icap eden her türlü tedâbîr alınacak ve tesirât icrâ edilecektir ve tavsiye-i fahîmâneleri vechile vahdet-i tâmmenin temîni ve kavânîn-i esasiye dairesinde hükümetle rabıta-i samimiyenin tesisi için kemâl-i hulûs ile sarf-ı mesâi edilecektir. Hürmet ve ta’zîm ile ellerinizden öperim efendim.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle