Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
  1. TARİH

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm
Sakura

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm/Vesika 121-130

Vesika 121

İzmit, 2.10.35

Mustafa Kemal Paşa’ya

C: Kulunuzu itidalle dinleyiniz efendim. Bendeniz iyi ifade edemedim. Maksadınızın ulviyet ve meşrû’iyetinden zaten bahsedilemez. O tamamıyla malûmdur. Buranın menfaat- i maddiye düşünen ve belki de cismen ve kalben zayıf bulunan şehir halkı bunun askerlik masraf ve zahmetini düşünmekten kendisini alamaz, işte hep mesele budur efendimiz. Bu fikirler hep birden evelki gün ortaya çıktı. Dün davet ettiklerim savuştular. Ortada memurlar kaldı ki, bu suretle hareket hiç doğru değildir.

Bî-taraflığım meselesine gelince: Nokta-i nazarınız doğrudur. Fakat bunu bendeniz kendi nefsim için düşünmüyorum. Başında bulunduğum memleketin harekâtını hüsn-i idâre için düşünüyorum. Bunda faideli değilse ve ona Ferit Paşa Kabinesi’nin vicadanıma tetabuk etmeyen bir emrini ifa etmiş isem, yani efendimiz bu fikirde iseniz, bunu Adapazarı zannıma göre serbestçe tashih eder. Bendeniz mevkiimi terk ile İstanbul’a hareket etmem. Çünkü bunu nefsime büyük bir zül addederim. Ahali ise o kadar serbest, o kadar fikir ve kanaatine sahiptir ki tarif edemem. Yalnız hakkımda vukuu me’mûl halin müsebbib ve mes’ûlü gene kendim olacağım hakkındaki emr-i devletlerinin açık olarak bildirilmesini istirham ederim. Çünkü sizi o kadar serbest vicdan sahibi olarak tanırım ki, bunu hiçbir vakit tahkîr veya tehdit derekesine indiremem. Hissiyâtım bunu kat’iyen meneder. Bir de askerî ve inzibatî arkadaşlarımın tereddüdünü izâleyi bendenize mi tahmil buyuruyorsunuz. Yoksa zât-ı saminiz mi idâre edeceksiniz. Bunları gayet samimî ve açık arz ediyorum. Bundan sonra bizi yarınki Cuma namazı ictimâına kadar halimize bırakınız. Ferit Paşa’ya kim bilir kaç defa kalemle hücum eden bendenizi, ne kadar fena nazarla görüyorsunuz efendim.

Ali Suat

 

Vesika 122

Suat Bey’e

C: Bütün beyânâtınızı kemâl-i itidal ile dinledim. Maksad-ı umumînin ulviyet ve meşrû’iyeti muhakkak ve müsellem olunca istihsal-i netâyic için tevhîd-i kuvâ ve teşrik-i mesâi tabii ve her türlü mevâniin ref’ ü izâlesi sehîl olur. Bütün Anadolu’nun yek-vücûd ve beş kolordunun yek-pare olarak müştereken temîn-i hayat-ı devlet ve millet için başladıkları ve âsâr-ı nâfiası iktitaf olunmakta bulunan bir emr-i hayırda İzmit gibi melce-i vatanperverân olan bir şehirde ne asker, ne memur ve ne de herhangi bir vatanperverin hariç kalmasını zaten tasavvur etmiyoruz. Bu bâbda fazla izâhât ve istîzâhata lüzum kalmadığı kanaatiyle yarınki Cuma namazı ictimâına kadar intizâr eylemeyi münasip görüyoruz. Zât-ı âlinizi fena nazarla gördüğüm hakkındaki zan doğru değildir. Çünkü vicdanımız muztarib olmaksızın verebileceğimiz hükümler ancak netâyic-i fiiliyeye muallâktır efendim.

Mustafa Kemal

 

Vesika 123

Sivas, 2.10.35

Fırka Kumandanı Asım Beyefendi’ye

Beyefendi: Vatanımızın temîn-i selâmeti için milletçe ve orduca başlanmış olduğu malûmunuz olan harekât-ı necîbeye tamamen tarafdâr bulunacağınıza şüphe etmediğim için zât-ı âlinize orada yapılması elzem olan bazı hususâtı Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi kararıyla tebliğ ve neticesi hakkında ita-yı ma’lumât buyurulmasını ricâ eylemiştim. Bu bâbda henüz bir cevâbınızı almadım. Bundan başka bazı menâbiden ita olunan ma’lumâtta ihtimal İstanbul’a kurbiyet dolayısıyla olacak âsâr-ı tereddüd gösterildiği bildirilmiştir. Kabine’nin sukut edeceği ve belki de sukut etmiş olması muhakkaktır. Binâenaleyh milletin azm ü irâdesi her türlü tereddüdün fevkinde hâiz-i salâbettir. Avrupa devletleri bile bu irâde-i âliye karşısında hürmetkâr vaziyetini almıştır. Şimdi zât-ı âlinizin kat’î mütâlaa ve kararınıza muntazırız efendim.

Mustafa Kemal

 

Vesika 124

336

23 Mart 1927

Süleyman Şefik Paşa’nın Harbiye Nâzırı bulunduğu sıralarda İstanbul’da Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanı Süvari Miralayı Şevket Bey bulunuyordu. Bu Şevket Bey Almanya’da ikmâl-i tahsil etmiştir. Ve ol zaman Boğaziçi’nde ikamet eyliyordu. Hatta Mirlivalığa terfi edildiği tebşîr olunarak Mirliva üniforması giydiği halde ertesi günü böyle bir irâdenin sudûr etmediği tebliğ olunarak te’yis edilmiş olduğundan hicâbından hastalanmış ve hanesine kapanmıştı. O esnada İzmit Kumandanı bulunan Boşnak Erkân-ı Harbiye Kaymakamı Asım Bey ki Trabzon Fırka Kumandanlığı’nda bulunduğu sırada Cuma namazını edadan sonra camiden çıkarken bir Redif Mülâzimi tarafından katledilen Serezli Erkân-ı Harbiye Feriki Hamdi Paşa’nın damadı idi. Mûmâileyh tarafından Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanı Şevket Bey’e gönderilen tahrîrât evrakım arasında zuhûr etmiş olmakla aynen takdim kılındı.

Hamdi**

 

Birinci Fırka Kumandanlığı
Numara mahsus
I

İzmit, 29/30.9.35

Dersaadet’te Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanlığı’na

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına Mustafa Kemal imzasıyla ve 29/30 Eylül 335 tarihiyle Sivas’tan keşîde edilmiş telgrafnamenin bir sureti ber-vech-i zîr arz olundu. İstihlâs-ı vatan gayesini takip eylediğini işbu telgrafnamede iş’âr eden ve Fırka mıntakasını teşkil eden İzmit livasına karîb Düzce mevkiine ve liva dahilindeki Adapazarı yakınına kadar teşkilâtı teşmil edip o havali hükümet-i mülkiye ve askeriyesinin iştirakini temîn eylediği istihbâr kılınan mezkûr Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bidayetten itibaren esbâb ve suret-i teşekkülü âcizlerince tamamen mechûl olmakla beraber metn-i telgrafnameden İtilâf Hükûmâtı’nın Anadolu havalisindeki memûrîn-i siyasiyesi ile işgal kuvvetleri kumandanlarının da bî-tarafisini istihsal eylediği beyan olunmuş ve Fırka’ya tayinim hakkındaki emr-i âli 20.9.35 günü akşamı tebliğ ve 23.9.35 günü akşamı da makam-ı âlinizden mübellağ bir emr-i tahrirî ile İzmit’e azîmetim emrolunarak derhal ve en mübrem eşya-yı zâtî ve askeriyemi bile alamaksızın 24.9.335 günü trenle hareket ve İzmit’e bi’l-muvasala işe mübaşeret edilerek tarih-i mezkûrdan beri buradaki kıtanın, hastahanenin, fırın, ambar ve sâirenin teftiş ve işlerinin tanzimiyle iştigal edilmekte olup buradaki ümerâ ve zâbitân ile hükümet-i mahalliye memûrîninin işbu harekât-ı milliyeyi ne suretle telâkki etmekte olduklarına ve bu harekete derece-i temâyül ve vukûflarına ve bu hareketin esbâb ve avâmili hakkında sâbıkan ve lâhıkan derece-i ma’lumâtlarile mezkûr cemiyet tarafından gerek bi’l-vasıta ve gerek bilâ-vasıta vâki olacak teklife karşı cemiyet-i mûmâileyhâ ile teşrik-i mesâi edip etmeyeceklerine dair henüz bir tetkik ve karar itası kadar muvâsalat-ı âcizânemden beri zaman geçmemiş ve meşâgil-i maruza-i âcizîden dolayı mûmâileyhüm ile yegân, yegân temas hâsıl ederek cümlesinin efkâr ve mütâlaatını anlamaya fırsat elvermemiş ve İzmit’e Birinci Fırka Kumandanlığı’na tayinimle azîmetim hakkındaki evâmir ve tebligat-ı kumandanîleri arasında geçen üç gün zarfında vazife-i memuriyetime taalluk edecek bi’l-cümle mevâd hakkında bir emir ve talimat-ı kumandanîleri var ise şeref-telâkki etmek üzere hergün makam-ı âlilerine mürâcaat eylemiş isem de zât-ı âli-i kumandanîlerinin devlethane-i âlilerinde rahatsız bulundukları beyan olunarak nâm-ı âli-i kumandanîlerine olarak tedvîr ve temşiyet-i umûr eden zevat tarafından da işbu harekâtın evveliyat ve netâyicine, esbâb ve müessirâtına dair âcizleri tenvîr edilmemiş olduğu gibi Fırka mıntıkasına tedricen daha ol vakit yaklaştığı bu kere anlaşılan mebhûs harekâtın Fırka mıntaka ve merkezinde zuhûr ve muhitin iştiraki halindeki vaziyet için de bir gûnâ beyânâtta bulunulmamıştır. Ahîren ceridelerle ilân ve bir sureti de li-ecli’t-ta’mim Fırka’ya irsal buyurulmuş olan beyanname-i hümâyûnda gerek İzmir havalisindeki ve gerek Anadolu’daki harekât-ı milliyenin İzmir’in işgalinden mütevellid vaziyetin netâyicinden olduğu hakkındaki işaret-i pâdişâhîye ve bilâ-istisna bütün Müslüman ve Türklerin İzmir’in işgalinden duydukları yeis ve elem dahi müstağni-i arz bulunmasına mebni bugün liva muhîtine ve muhite karîb olan liva dahilindeki bazı mahallere kadar ilerlemiş olan işbu teşkilât ve harekât-ı milliyenin merkez-i liva ve Fırka olan İzmit’e ve daha garba yani İstanbul’a doğru terakkisi halinde zât-i âli-i kumandanîlerinin bu bâbda ısdar buyuracakları evâmir-i müstaceleye şiddetle ihtiyaç hâsıl olduğu derkâr ve esasen mebhûs metn-i telgrafnamede zât-i âli-i kumandanîlerine iş’âr ve tebliğ-i keyfiyet olunması dahi muharrer olup Fırka’nın buradaki vaziyet-i umumiyesi de makam-i âli-i kumandanîlerince yakînen ve tafsilen ma’lûm bulunduğundan bu bâbda etraflıca ma’lumât ve izâhât ve cevap intizârında bulunan cemiyet-i mebhûseye verilecek cevâbın metin ve şekli hakkında tafsilât itasına ve mensubîn-i askeriye, ahalinin tezâhürât-ı temâyülkârânesine ve bi’n-netice iştirak vaziyetine ma’rûz kalır ve hükümet-i mülkiye de ahalinin işbu meyl ü iştirâkini hüsn-i telâkki ve kabul vaziyetinde bulunursa iş’âr ve istiş’âra vakit olmadığı cihetle âcizleri tarafından takip olunacak hatt-ı hareketin acilen inbâsına emir ve müsaade buyurulmasını ehemmiyet-i maslahata binâen arz ve ricâ ederim efendim.

Birinci Fırka Kumandanı
Kaymakam
Mustafa Asım

 

Sivas, 29/30 Eylül 335

Birinci Fırka Kumandanı Asım Beyefendi’ye

Zât-ı âlinizin pek mühim olan İzmit’teki Fırka’ya kumanda etmekte olduğunuzu maa’l-memnuniye istihbâr eyledim. Vatan ve milletimizin dûçâr edildiği hâl-i zucretin izahına lüzum yoktur. Milletimizin izhâr ve fiilen isbât eylediği mevcudiyet sayesinde ümit ve halâsın kesb-i kuvvet eylediği âsârıyla sâbit olmaktadır. Milletimiz takibine karar verdiği hatt-ı harekette kemâl-i azim ve kat’iyetle devam eylediği takdirde halâs muhakkaktır. Birkaç ay evvel harekât-ı milliyemizi su-i tefsire uğraşan bedhâhân artık ma’lûm bir hale gelmiştir. Düvel-i İtilâfiye ve İngilizler dahi maksat ve harekâtımızdaki meşrû’iyeti ve azm-i milletin kat’iyetini takdir ederek en nihayet bî-taraf kalacaklarını ve ahvâl-i dahiliyemize müdahale eylemeyeceklerini bildirmişlerdir. Ve hatta milletimizi memnun etmek için Merzifon’u tahliye eyledikleri gibi Samsun’u dahi tahliyeye başlamışlardır. Yalnız Ferit Paşa Kabinesi harekât-ı meşrû’a-i milliyeye karşı haricî düşmanların bile yazmadıkları ihanetkârâne harekâtı tasdikten geri durmadı. Bi’n-netice milletin itimatsızlığına dûçâr oldu. Millet yek-vücûd ve yek-zebân olarak meşrû’ bir kabinenin mevki-i iktidara getirilmesini zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhîden istirham eyledi ve arzu-yı millî taraf-ı şâhâneden is’âf buyurulacağı zamana kadar tekmil Anadolu bi’l-cümle vilâyât, kolordular kabine ile ve gayr-i meşrû’ makamât ile muhabere-i resmiyeyi kat’eyledi. Zât-ı âlilerinin milletçe verilmiş olan işbu umumî karardan hariç kalamayacağınız ve böyle vaziyetler karşısında hamiyet-i meftûreleri icâbâtını izhâr ve tatbik buyuracağınız tabiidir. Binâenaleyh zât-ı âlinizden hususât-ı âtiyeyi ricâ eyleriz:

  1. Kolordunuz Kumandanı zata, Harbiye Nâzırı Süleyman Şefik Paşa’nın Elaziz Valisi Ali Galip Bey’e Dahiliye Nâzırı Âdil Bey’le beraber Malatya ahali-i İslâmiye’sini Sivas ahali-i İslâmiye’sine karşı mukateleye ve istihlâs-ı vatanı istihdâf eyleyen harekât-ı milliyeyi imhâya ait talimatnamenin suretiyle irtikâb-ı hıyanet ve ihanet eylediğinden kendisinin gayr-i meşrû’ olduğunu ve derhal Nezaret mevkiini terk etmesi lüzumunu ihtar eylemesini bildirmek lâzımdır. Eğer Kolordu Kumandanı’nın bu hareket-i merdâne ve vatanperverâneyi yapamayacak veya yapmak istemeyecek bir zat ise doğrudan doğruya zat-i âli-i vatanperverîlerinin işbu vazife-i milliyeyi ifa buyurmalarına intizâr olunur.
  2. Bütün millet ve ordunun ıskattan ibaret olan taleb-i meşrû’u zât-ı şâhânece is’af buyuruluncaya kadar İzmit hükümet-i mülkiyesi ile beraber Kumandanlık dahi Ferit Paşa Kabinesi ile resmî münasebatını kat’ ederek milletin hareketine peyrev olacaktır.
  3. İngilizlere karşı hareket-i vâkıânızın tamamen ahvâl-i dahiliyemize ait olup kendilerine karşı hiçbir maksad-ı mahsusumuz bulunmadığı izah edilecek ve anâsır-ı Hıristiyaniye’nin bir gûnâ tereddüd ve tevahhuşuna mahal bırakılmayacak surette cihet-i mülkiye ile müştereken her türlü tedâbîr-i inzibatiye ittihâz olunacaktır.
  4. Fırkanızın mevcudu her yerde olduğu gibi terhîs edilmiş halde bulunmadığından bir gûna dağdağaya meydan verilmeyerek ve seferberlik tarzında olmayarak mevziî millî müfrezeler teşkiliyle takviyesi esbâbına tevessül olunacaktır. Fırkanızda kırk beş kadar ümerâ ve zâbitân bulunduğu tahminine nazaran o havalide külliyetli millî müfrezeler teşkilâtı sehîl olur. İşbu teşkilât-ı milliyenin bilhassa İzmit-Kandıra hattıyla bunun garbında Üsküdar’a doğru teşmili icap eder.
  5. Her ihtimale karşı İzmit civarında Birinci Fırka’nın ve bi’l-cümle kumandan ve zâbit arkadaşlarınızın bulunacakları vaziyetin tedbirli ve ihtiyatkâr olması lüzumunu hatırlatırım. Harekât-ı milliyemize ve ahvâl-i dahiliyemize fiilen müdahale edecek olan ecnebi kuvvetlerine karşı namuskârâne ve merdâne mukabelede asla tereddüt gösterilmeyecektir. Bu gibi ahvâlde müdafaanın menâfi-i memleket için muzır olabileceği ve . . . . . asla iltifat olunmamalıdır. Hakkını gasp ve şeref ve mevcudiyetini tahkîr ettirenlere hak ve şeref verebilecek hiçbir âli-cenâb düşman yoktur.
  6. İstanbul ile muhtelif vasıtalarla irtibat tesis ve temîn olunmak lâzımdır. Bu suretle evvelâ Üsküdar’da namuskâr zâbitânımız ve mert ordumuzun taht-ı müzaheretinde kuvvetli teşkilât-ı milliye yapılmak için zât-ı âlileriyle Birinci Fırka’nın bi’l-cümle zâbitân arkadaşlarımın sarf-ı himmet eyleyeceklerine emniyetim berkemâldir.
  7. Eskişehir civarında Kuvâ-yı Milliye ile birlikte bulunan Garbî Anadolu Umum Kuvâ-yı Milliye Kumandanı Fuat Paşa Hazretleriyle Ankara’da Yirminci Kolordu Kumandan Vekili Kaymakam Mahmut Bey’le Kastamonu Havalisi Kumandanı Miralay Osman Bey’le ve Bursa’da Elli Altıncı Fırka Kumandanı Bekir Sami Bey’le tesis ve muhafaza-i irtibat buyurmaları münasip olur. Bursa’da Bekir Sami Bey’le sık, sık muhabere ve ora vaziyeti hakkında doğrudan doğruya bizi dahi tenvîr buyurmanızı ricâ ederiz. Bâlâdaki ricâlarımızın alınıp icâbatına tevessül buyrulduğuna ve netâyicine dair ita-yı ma’lumât buyrulmasını ricâ eder muhabbetle gözlerinizden öperiz kardeşim.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

**Şevket Bey’den sonra mezkûr Kolordu Kumandanlığı’na tayin olunan Kiraz Hamdi Paşa’dır. Asım Bey’in mürâcaatına ait tahrîrâtın aslını bi’l-âhire göndermiştir.

 

Vesika 125

İzmit, 2.10.35

Sivas’ta Rumeli ve Anadolu Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Heyet-i Muhteremesi’ne

C: Bugün saat iki sonrada makine başına çağrıldığım vakit henüz altı günden beri temas ettiğim buradaki Fırka zâbitânına ..... harekât-ı milliye tezâhürât-ı vatanperverânenin esbâb ve menşeini izah etmekle meşgûldüm. İlk iş’âr-ı âlilerini derhal memur-ı mahsusla İstanbul’daki Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanı’na bildirdim. Mûmâileyhi tanımadığım gibi Fırka’ya tayin ile i’zâmım arasında geçen üç gün içinde de kendisinin hasta bulunmasından dolayı görüşememiştim. Binâenaleyh tebligat-ı samilerini kendisine tebliğe ve cevap ahzine mecbur idim. İstanbul hâlâ cevap vermeyince şifreli telgrafla Kolordu’ya tebliğ ve tekit ettim. Beri taraftan Mutasarrıf Bey’le Müftü, ulemâ ve heyet-i belediye ve eşrâfın belediyede cem’ ile bu bâbdaki tebligat ve irşâdât-ı âlilerinin heyete tebliğ ve tevdîini kararlaştırdık. Memurîn ve bazı ümerâ beraber olarak Mutasarrıf Bey’le vakt-i muayyeninde belediyede ictimâ edilmiş ise de maa’t-teessüf ahaliyi temsil edecek ve ahalinin vahdetine timsal olacak eşrâf-ı belde bulunmadılar. Bi’z-zarure ictimâ edenlerin kararıyla yarınki Cuma günü öğle namazından sonra saat üçte Feyziye Cami-i şerifinde birleşilmesi ve orada eşrâf-ı ahali-i mahalliye mümessillerinin de bulundurulması ekseriyetle talep olunduğundan mensubîn-i askeriye ve memurîn de vakit ve mahall-i maruzda bulunmağa karar verdiler. Bugün cem’ ve irşâdâtta bulunduğum ümerâ ve zâbitân arkadaşlarımız içinde cümlesi yarın cami-i şerifte vuku bulacağını arz ettiğim ictimâda eşrâf ve ahali-i livaya karşı kendilerinin ve ailelerinin maişet-i hâzıralarıyla vefatları vukuunda bîkes ve bîvâye kalacak, efrâd-ı ailelerinin istikbâllerinin eşrâf ve ahali-i belde tarafından temîninin kendilerine kaviyen vaat ve taahhüdünü ve bunların içinde ictihadında bî-taraf veya muhâlif görülenlerin ictihad-ı zâtîlerinin mukaddes olması hasebiyle kemakân vazifesi başından ayrılmamasını dermeyan ettiler. Gerek bu hususta ictimâ edecek heyet-i milliye-i livanın ve gerek zâbitânın ber-vech-i ma’rûz mutalebâtta alınacak cevâbın ayrıca arz edileceği tabiidir. Heyet-i muhteremenize arz edilmiş olan tereddüt doğru değildir. Ahali-i mahalliyenin ictimâları hakkındaki tebligata karşı adem-i icâbetlerine ve zâbitânın ve Fırka efrâdının hal ve istikbâl için iaşeleri hususunun bir taraftan temîn ve irâe edilmemesine ve İstanbul’dan muvâfık bir cevap zuhûru da kaviyen ümit edilmesine mebni bir teennidir. İzmir’in işgalinden ve vilâyât-ı şarkiyenin Ermenilere vaatinden doğup bi’n-netice menâfi-i âliye-i vataniye için çalışıldığını izhâr ve isbâta uğraşan işbu tezâhürât-ı milliyenin menâfi-i âliye-i vatana hâdim olmasını cenâb-ı Haktan temenni eyler ve gerek zât-ı âlilerinin ve gerek Salâhattin Bey biraderimizin iltifatnamelerindeki Rauf ve Mazhar Beylerin teveccüh ve iltifatlarına arz-ı teşekkürât eylerim efendim.

Fırka Kumandanı
Asım

 

Vesika 126

Sivas, 2 Teşrinievvel 35

Fırka Kumandanı Asım Beyefendi’ye

C: İzâhât-ı aliyyelerinden lüzumu derecede tenevvür edildi. Teşebbüs edilecek hareket ve tevessül olunacak tedâbîr biraz ora ahalisince i’zam edilmekte olduğuna zâhib oluyorum. Maksat gayet vâzıh ve meşrû’dur, bundan hiç kimsenin bî-taraf ve bâ-husûs muhâlif kalmasını tasavvur etmek istemiyoruz. Çünkü mevzu-i bahis olan mesele hiçbir vakit fırkacılık gibi hasîs bir hedefe ma’tûf değildir. Ahalinin zâbitâna temînat vermesi de şimdilik lüzumsuzdur. Anadolu’nun hiçbir yerinde böyle kuyûd ve şurûta hiç kimse tâbi tutulmamış ve buna lüzum hissedilmemiştir. İstanbul ahalisine hitaben yazılmış yeni bir beyanname vardır. Onu aynen şimdi zât-ı âlinize verdireceğim. Muhteviyâtı yarınki ictimâınızda faideli olabilir. Ferit Paşa’nın yarına kadar çekilmesi agleb-i ihtimaldir. Bu takdirde yarınki ictimâınız neticesinde zât-ı şâhâneye ve tayin ettiği takdirde yeni kabine reisine kabinenin âmâl-i milliyeye tamamen mutavaatkâr bî-taraf zevâttan terkibini istirham etmek hususunu ve buna intizâr edildiğinin arz edilmesini, temîn buyurunuz. Bir de vatanımızı ve istiklâl-i millîmizi kurtarmak için teşekkül edecek yeni kabine ile müttehiden daha pek çok çalışmaya ihtiyacımız olduğundan tamamen sükûnet dairesinde Heyet-i Temsiliye kararıyla arz ettiğim hususâtı nazar-ı dikkatte bulundurarak teşkilâta devam buyurulmasını ricâ ederim kardeşim.

Mustafa Kemal

 

Vesika 127

TAMİM

Gayet müstaceldir

2/3 Teşrinievvel 35

Bi’l-cümle Vilâyât ve Müstakil Livalar Heyet-i Merkeziyelerine, Belediye Riyâsetlerine, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Riyâsetlerine

Berâ-yı ma’lumât “Sadru’l-uzmâya”


1– Vatan ve milletin temin-i halâs ve selâmeti için ihaneti tahakkuk eden Ferit Paşa Kabinesi’nin ıskatıyla yerine Kuvâ-yı Milliye’ye müstenit ve âmâl-i milliyeye tamamen mutavaatkâr ehil zevâttan mürekkeb bir kabinenin ikamesi hususunda milletin teşkilât-ı meşrû’asına müsteniden vuku bulan teşebbüsât-ı azimkârânesi ve zât-ı akdes-i pâdişâhîye istirhamat-ı mütevâliyesi neticesi olarak Ali Rıza Paşa Hazretlerinin taht-ı riyâsetinde bir kabine teşekkül etmiştir.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi tarafından vuku bulan mürâcaat üzerine müşarünileyh yarın öğleden sonra saat ikide Meclis-i Vükelâ’nın ictimâı esnasında heyetimizle makine başında görüşeceklerini vaat buyurdular. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde tayin ve tesbit edilen teşkilât ve makasid-i meşrû’a-i millete riayetkâr olduğu takdirde Kuvâ-yı Milliye’nin yeni kabineye müzâhir ve Ferit Paşa’nın sebebiyet verdiği ihtilâfın külliyen zâil olacağını arz ve Meclis-i Millî’nin in’ikadıyla murakabe-i fiiliye başlayıncaya kadar mukadderât- ı millet hakkında bir gûnâ taahhüdâta girilmemesi ve sulh konferansında tayin-i mukadderât-ı millet ve memlekete memur olacak murahhasların sâbıkı gibi nâ-ehillerden tayin edilmeyip milletin bi-hakkın âmâlini müdrik ve itimâdına mazhar ehl-i vukûf ve iktidardan intihap buyurulması esasının kabul buyrulması ricâ edilecektir. Bu bâbda başkaca mütâlaaları varsa yarın zevâle kadar sür’ati iş’ârı temenni olunur.

2– İşbu ta’mîm vilâyât ve elviye-i müstakille heyet-i merkeziyelerine tebliğ olunmuştur.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

 

Vesika 128

Sadrazam Fahâmetlû, Devletlû Ali Rıza Paşa Hazretlerine

Millet şimdiye kadar re’s-i kârına geçenlerin Kanun-ı Esasî’ye ve âmâl-i milliyeye münâfi harekât-ı malûmesinden müteessiren hukuk-ı meşrû’asını tanıtmak ve mukadderâtını emin ve ehil ellerde görmek karar-ı kat’îsini vermiş ve lâzım gelen teşebbüsât-ı azimkârâneye tevessül eylemiştir. Teşkilât-ı muntazamaya tâbi Kuvâ-yı Milliye irâde-i kat’iye-i milleti bi-inayetillahilkerîm tamamen izhâr ve isbât etmek kudretini ihrâz eylemiştir. Millet kuvvet ve irâdesini hiçbir vakit âmâl-i mukaddese-i şâhâneye mugayir ve menâfi-i mülk ü milletle mübâyin bir tarzda sarf etmek niyet-i gayr-i makulesinde değildir. Millet zât-ı akdes-i hilâfetpenâhînin mazhar-ı emn ü itimâdı olan zât-ı fahametpenâhîleriyle rüfeka-yı kirâmınızı müşkil vaziyette bırakmaktan kat’iyen mütevakki olup bilakis tamamen müzâhir olmağa bütün samimiyetiyle hazırdır. Ancak heyet-i vükelâ meyânında Ferit Paşa ile teşrik-i faaliyet eylemiş nuzzârın mevcudiyeti heyet-i celîlelerinin nokta-i nazarlarıyla âmâl-i milliyenin derece-i mutabakatını kemâl-i hulûs ile anlamak mecburiyetini hâsıl eylemiştir. Milletçe emniyet-i tâmme tahassul etmedikçe atılmış olan hatve-i salâhın tevkifi ve yarım tedbirlerle iktifâ olunması milletle heyet-i celîleleri arasında da su-i tefehhümatı mûcib olabileceğinden gayr-i câiz görülmektedir. Binâenaleyh heyetimiz kat’î ve sarîh olarak zât-ı sami-i sadâretpenâhîlerinden ber-vech-i âti hususâtın hükümet-i cedîdece tasvip ve kabul edilip edilmeyeceğini kemâl-i hürmetle anlamayı vecibeden addeder:

1– Hükümet-i cedîdenin Erzurum ve Sivas Kongrelerinde tayin ve tesbit edilen teşkilât ve makasid-i meşrû’a-i millete riayetkâr kalması.

2– Meclis-i Millî’nin in’ikadıyla murakabe-i fiiliye başlayıncaya kadar mukadderât-ı millet hakkında bir gûna taahhüd-i kat’î ve resmîye girilmemesi.

3– Sulh Konferansı’nda tayin-i mukadderât-ı millet ve memlekete memur olacak murahhasların sâbıkı gibi nâ-ehillerden tayin edilmeyip milletin bi-hakkın âmâlini müdrik ve itimâdına mazhar ehl-i vukûf ve iktidardan intihap buyurulması.

Bu esâsâtta tamamen itilâf hâsıl olduğu takdirde milletin vicdanından doğmuş ve bi’l-cümle Düvel-i İtilâfiye’ce meşrû’iyeti ve kudreti tanınmış olan teşkilât-ı milliyemizin hükümetin müzâhiri olacağı ve bu suretle hükümetin temîn-i mukadderât-ı millet ve memleket hususunda sulh konferansında vuku bulacak teşebbüsâtının daha emîn ve müessir bulunacağı tabiidir.

Bu defa bu nikat-ı esasiyede bir mutabakat hâsıl olduğu anlaşıldıktan sonra hâdisât-ı ahîre sebebiyle hâsıl olan ahvâl-i gayr-i tabiiyenin izâlesi maksadıyla bazı ma’rûzât-ı tâliyede bulunmaklığımıza müsaade-i sadaretpenâhîleri istirham olunacaktır. 3 Teşrinievvel 335

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

 

Vesika 129

Bi’l-umûm Vilâyât ve Müstakil Mutasarrıflıklara, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziye Riyâsetleriyle Belediye Riyâsetlerine K. O. 13, K. O. 15. K. O. 20, Niğde’de Fırka 11, İzmit’te Fırka 1 Kumandanlıklarına ve Torul’da Fırka 3 Kumandanı Halit Bey’e

Bugün Sadrazam Ali Rıza Paşa’nın vuku bulan istîzâhı üzerine heyetimiz tarafından teklif edilen hususât aynen ber-vech-i âti derc olunur. Cevâben, berâ-yı tahlîf saray-i hümâyûna azîmet edeceklerinden cevâbının yarın ita olunacağı bildirilmiştir.

Hükümet ile millet arasında mutabakat-ı enzar ve âmâl husûlü ta’mîmen tebliğ edilinceye kadar kemâ fi’s-sâbık muhaberât-ı resmiyenin munkatı bir halde bulundurulması lüzumu Heyet-i Temsiliye kararıyla tebliğ olunur.

Suret: 128 numaralı vesikadır

13.10.335

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal

 

Vesika 130

Sivas, 4.10.35

Makam-ı Sadaret-i Uzmâ’ya

Erzurum Kongresi mukarrerâtı Sivas Umumî Kongresi’nde teşmilen aynen kabul edilmiştir. Bu mukarrerât ve teşkilât 11 Eylül 35 tarihli beyanname muhteviyâtiyle 8 Eylül 35 tarihinde tab’ ve neşrolunan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti nizamnamesi muhteviyâtından ibarettir. Her iki kongrede beyanname ve nizamnamelerle ilân edilmiş mukarrerâttan başka kat’iyen bir karar mevcut değildir. Mahallî hükümetlerin usûlen ve kanunen tasdikine iktirân eylemiş bulunan mezkûr beyanname ve nizamnamenin henüz heyet-i celîlelerince manzûr olmadığı anlaşılmakta olduğundan nizamnamenin mevâdd-ı esasiyesini ihtivâ eden beyannameyi ber-vech-i âti aynen ve nizamnamenin teşkilâta ait nikat-ı esasiyesini de hulasaten arz ediyoruz.

 

SURET

Sivas, 11 Eylül 335

Umumî Kongre Beyannamesidir:

Bütün milletçe ma’lûm olan mehâlik-i hariciye ve dahiliyenin tevlîd etmiş olduğu intıbâh-ı millîden doğan Kongre’miz mukarrerât-ı âtiyeyi ittihâz etmiştir.

  1. Devlet-i Aliyye-i Osmaniye ile Düvel-i ltilâfiye arasında mün’akid mütarekenamenin imza olunduğu 30 Teşrinievvel sene 334 tarihindeki hudûdumuz dahilinde kalan ve her noktası İslâm ekseriyet-i kahiresiyle meskûn olan memâlik-i Osmaniye aksâm-ı yekdiğerinden ve camia-i Osmaniye’den gayr-i kabil-i tecezzi ve hiç bir sebeple iftirâk etmez bir kül teşkil eder; memâlik-i mezkûrede yaşâyân bi’l-cümle anâsır-ı İslâmiye yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile ve fedakârlık hissiyâtıyla meşhûn ve hukuk-ı ırkiye ve ictimâiyeleriyle şerâit-i muhîtalarına tamamıyla riayetkâr öz kardeştirler.
  2. Camia-i Osmaniye’nin tamamiyeti ve istiklâl-i millîmizin temîni ve makam-ı muallâ-yı hilâfet ve saltanatın masûniyeti için Kuvâ-yı Milliye’yi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esas-ı kat’îdir.
  3. Memâlik-i Osmaniye’nin her hangi bir cüz’üne karşı vâki olacak müdahale ve işgale, ve bilhassa vatanımız dahilinde müstakil birer Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine ma’tûf harekâta karışı Aydın, Manisa ve Balıkesir cephelerinde mücahedât-ı milliyede olduğu gibi müttehiden müdafaa ve mukavemet esas-ı meşrû’u kabul edilmiştir.
  4. Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız bi’l-cümle anâsır-ı gayr-i Müslime’nin her türlü hukuk-ı tâbiiyetleri tamamıyla mahfûz olduğundan, anâsır-ı mezkûreye hâkimiyet-i siyasiye ve muvazenet-i ictimâiyemizi ihlâl edecek imtiyâzat itası kabul edilmeyecektir.
  5. Hükümet-i Osmaniye bir tazyik-i haricî karşısında memleketimizin herhangi bir cüz’ünü terk ve ihmal etmek ıztırârında bulunduğu takdirde makam-ı hilâfet ve saltanatla vatan ve milletin masûniyet ve tamamiyetini kâfil her türlü tedâbîr ve mukarrerât ittihâz olunmuştur.
  6. Düvel-i İtilâfiye’ce mütarekenamenin imza olunduğu fi 30 Teşrinievel sene 335 tarihindeki hudûdumuz dahilinde kalıp bir ekseriyet-i İslâmiye ile meskûn olan ve harsî ve medenî faikiyeti Müslümanlara ait bulunan vahdet-i mülkiyemizin taksimi nazariyesinden bi’l-külliye feragatle bu topraklar üzerindeki hukuk-ı tarihiye, ırkiye, diniye ve coğrafiyemıze riayet edilmesine ve buna mugayir teşebbüsâtın iptaline ve bu suretle hakk u adle müstenit bir karar ittihâz olunmasına intizâr ederiz.
  7. Milletimiz insanî, asrî gayeleri tebcîl ve fennî, sınaî ve iktisadî hal ve ihtiyacımızı takdir eder, binâenaleyh devlet ve milletimizin dahilî ve haricî istiklâli ve vatanımızın tamamiyeti mahfûz kalmak şartıyla altıncı maddede musarrah hudut dahilinde milliyet esaslarına riayetkâr ve memleketimize karşı istilâ emeli beslemeyen herhangi devletin fennî, sınaî, iktisadî muâvenetini memnuniyetle karşılarız. Ve bu şerâit-i âdile ve insaniyeyi muhtevi bir sulhun de acilen takarrürü selâmet-i beşer ve sükûn-ı âlem namına ahass-ı âmâl-i milliyemizdir.
  8. Milletlerin kendi mukadderâtını bizzat tayin ettiği bu tarihî devirde hükümet-i merkeziyemizin de irâde-i milliyeye tâbi olması zarurîdir. Çünkü irâde-i milliyeye gayr-i müstenid herhangi bir heyet-i hükümetin indî ve şahsî mukarrerâtı milletçe mutâ’ olmadıktan başka haricen de muteber olmadığı ve olamayacağı şimdiye kadar mesbûk ef’âl ve netâyic ile sâbit olmuştur. Binâenaleyh milletin içinde bulunduğu hâl-i zucret ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat tevessüle hacet kalmadan hükümet-i merkeziyemizin Meclis-i Millî’yi hemen ve bilâ-ifâte-i ân toplaması ve bu suretle mukadderât-ı millet ve memleket hakkında ittihâz eyleyeceği bi’l-cümle mukarrerâtı Meclis-i Millî’nin murakabesine arz etmesi mecburîdir.
  9. Vatan ve milletimizin ma’rûz olduğu mezâlim ve âlâm ile ve tamamen aynı gaye ve maksatla vicdan-ı millîden doğan vatanî ve millî cemiyetlerin ittihâdından mütehassıl kütle-i umumiye bu kere “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” unvanıyla tevsim olunmuştur. Bu cemiyet her türlü fırkacılık cereyânlarından ve ihtirâsât-ı şahsiyeden külliyen müberrâ ve münezzehtir. Bi’l-cümle Müslüman vatandaşlarımız bu cemiyetin aza-yı tabiiyesindendirler.
  10. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin fi 4 Eylül 335 tarihinde Sivas şehrinde in’ikad eden Umumî Kongresi tarafından maksad-ı mukaddesi takip ile teşkilât-ı umumiyeyi idâre için bir “Heyet-i Temsiliye” intihap edilmiş ve köylerden vilâyet merkezlerine kadar bi’l-cümle teşkilât-ı milliye takviye ve tevhid olunmuştur.

Umumî Kongre Heyeti

Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi