Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
  1. TARİH

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm
Sakura

Mustafa Kemal Atatürk - Vesika 91-100

Vesika 91

Tel

Trabzon, 15.9.35

Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Esselâmüaleyküm. Sivas Kongresi’nin beyannamesini ve bi’l-âhire şifre ile vuku bulan tebligatınızı aldık. Cevâben bildirdiğimiz mütâlaat Kâzım Paşa Hazretlerince görülmek arzu edilmiş ve görülmüştür. Müşarünileyh bazı mütâlaat dermeyan ederek cevap ita buyuruyorlar. Buna da cevâben yanımdaki telgrafnameyi kendilerine keşîde edeceğim. Şimdi o tafsilâtı tekrar etmek müşkil olacaktır. Aynen Erzurum’dan talep buyurunuz. Şu kadar ki hulâsaten bazı ma’rûzâtta bulunayım. Evvelâ Sivas Kongresi umumî kongre şekline girmiş ve bir heyet-i temsiliye vücuda getirmiş olduğu anlaşılıyor ki, bu cihet mukarrerâtımıza münâfidir. Bundan başka Sivas Kongresi Heyet-i Temsiliyemiz meyânına aza intihâbına salâhiyettar olamayacaktı. Bu cihetler malûm-ı samîlerinizdir. Hükümet-i merkeziye ile kat’-ı muhhaberât mukarrerât-ı esasiyemizin dördüncü maddesinin haricinde bir emr-i vâki oldu. Bunu münakaşaya zaman müsait değil. Ancak şifre telgrafnamenizin altıncı maddesinde salâhiyet ve merciiyet meselesi efkâr-ı umumiye nazarında pek nahoş tesirler yapacaktır. Bu cihetten kat’iyen sarf-ı nazar buyurulmalıdır ve arzu-yı millîye muvâfık bir kabinenin taraf-ı şâhâneden teşkiline kadar bi’l-cümle memurin mevzuat-ı kanuniye dairesinde ifa-yı vazife eylemelidir. Malûm-ı sâmîleridir ki, Erzurum’da ittihâz eylediğimiz mukarrerât mûcibince Sivas Kongresi mevâdd-ı esasiyeyi aynen kabul ettiği takdirde –ki etmiştir– nizamnamemizi ta’dîle salâhiyettar olmadığı için bir seneye kadar Heyet-i Temsiliye’mize tebaiyete ve heyet-i merkeziyeler şeklinde muharebeye mecbur olacak idi. Reviş-i halden bu şeklin haricine çıkıldığı anlaşılıyor. Erzurum mukarrerâtı hakkında ezhân-ı umumiye bir devre-i ihtizâz geçirdiği bugünlerde ânın gayrı ahkâma şüpheli nazarlarla bakacağından şüphe buyurmayınız. Mukarrerât-ı esasiyemizin dördüncü maddesi hilâfında hâsıl olan emr-i vâkie menâfi-i memleket namına muvakkat bir zaman için sükût ediyoruz. Bütün samimiyet ve hürmetle arz ederim ki, Erzurum Kongresi’ndeki bi’l-cümle ahkâm-ı müttehazeye riayetkâr ve o uğurda herkesten ziyade fedakâr olacağız. Fakat ânın haricinde yapılacak muameleye iştirak edemeyeceğiz. Gerek zât-ı sâmîlerinin ve gerek rüfeka-yı muhteremenizin de birlikte ittihâz ettiğimiz kararlara hürmetkâr olacağınıza emniyetimiz ber-kemâldir.

Servet

 

Vesika 92

Erzurum, 15.9.35

Sivas’ta Umumî Kongre Heyet-i Temsiliyesi’ne

Servet ve İzzet Beylerin kongre sualine karşı aynen muttali olduğum cevaplarına mukabil kendilerine yazdığım mütâlaat aynen ber-vech-i âtidir. Aynı zamanda 14.9.35 tarihli şifreli telgrafname-i âlilerinin cevâbı olduğunu arz eylerim.

  1. O. 15 Kumandanı
    Kâzım Karabekir

 

SURET

1– Sivas Kongresi’nin istifsârına cevâben Trabzon heyetinden Servet, İzzet ve Zeki Beylerin vermek istedikleri cevâbı okudum. Pek yakından tanıdığım bu zevâta itimat ve hürmetim fevkalâdedir. Mûmâileyhümün mütâlaatına sâik olan fikr-i aslîyi anlıyorum ve tarafdârım. Yalnız teferruat hakkındaki nikat-ı nazarım ber-vech-i âtidir.

  1. a) Nizamnamenin mevzu-i bahis olan dördüncü maddesinde yalnız bir tazyik-i haricî karşısında terk ve ihmal şıkkı nazar-ı dikkate alınmıştır. Fi’l-hakika vakayi-i âhirede bu maddenin dâl olabileceği bir terk ve ihmal keyfiyeti yoksa da haricin teşvik ve teşcii ile Dahiliye ve Harbiye Nâzırları tarafından tertip ve Ali Galip’e tebliğ edilmiş olan ve suretleri size de yazılan bir ihanet var ki, bu defa nizamnamenin esnâ-yı tanziminde derpîş edilebilen ihtimâlâtın fevkinde ve serî ve kat’î tedbirleri âmirdir.
  2. b) Erzurum Kongresi Şarkî Anadolu vilâyâtının muhafaza-i hukuku için toplanmış ve kararını Şarkî Anadolu vilâyâtı namına vermişti. Sivas’ta in’ikad eden kongre ise umum milleti temsil eden bir kongredir ki, bu kongrenin de ayrıca bir heyet-i temsiliyesi ve vaziyet-i hâzıraya göre kararları olması bir emr-i tabiidir ve mantıkîdir. Sivas’taki Umumî Millî Kongre ve Heyet-i Temsiliyesi Şarkî Anadolu Vilâyâtı Heyet-i Temsiliye’sini ilga etmiş olmuyor ve bu Heyet-i Temsiliye bi’t-tabi her an mevcuttur. Yalnız bu Heyet-i Temsiliye’den olup da elyevm Sivas Kongresi Heyet-i Temsiliye’sine dahil olmuş bulunanlar varsa, bunların Şarkî Anadolu vilâyâtı Heyet-i Temsiliyesi’nden istifa etmelerini talep etmek doğru olabilir. O zaman “ Sivas Kongresi umum milletin menâfiini ve Şarkî Anadolu vilâyâtı Heyet-i Temsiliyesi de münhasıran Şarkî Anadolu vilâyâtının hukuk ve menâfiini muhafaza ve müdafaa kudretinde bulunmuş olurlar ve Umumî Kongre’nin hükümet-i merkeziye ile kat’-ı alâka etmesini ve makamât-ı resmiyeyi kat’-ı muhabereye davet eylemesini zarurî bulurum.

Çünkü hükümet-i merkeziye içinde milleti yekdiğeriyle kıtâle, hem de eşhâs-ı resmiye delâletiyle teşvik eden Dahiliye ve Harbiye Nâzırları var ki, makamât-ı mülkiye ve askeriye artık bu nâzırlarla bi’t-tabi muhabere edemezler. Sadrâzam’a gelince, bu da bu iki hain nâzırı hâlâ mevkilerinde tutmakla bu nâzırların mürevvic-i efkârı ve âmâli olduğunu isbât etmekle beraber, milletin ve kolorduların halife ve pâdişâhımız efendimiz hazretlerine vuku bulan ma’rûzâtına da musırran mâni olmaktadır. Binâenaleyh hükümet-i merkeziyenin bu ihaneti hakkında şevketmeâb efendimizin ve umûmun nazar-ı dikkati ve hak kuvvetini öğrenmek merakını celp için dahilin merkezle muhabereyi kat’ etmesinden başka çare kalmamıştır. Esasen kat’-ı münasebete ve münasebet tâbiri de doğru değildir. Hükümet milletin emniyet ve itimâdını kaybetmiş olduğu için Kanun-ı Esasî mûcibince bizatihi sakıt ve ma’dûmdur.

Bundan başka pek mühim sebeple de yapılmış olan bir işe adem-i iştirak, şimdiye kadar pek samimî bir surette muhafaza edilen Vali-i Vilâyât ile muhafaza edileceği muhakkak olan vahdet-i idâreyi ihlâl eder. Yalnız Kongre tarafından yazılan maddeler hakkında beyan-ı mütâlaa edilmesi ve evvelce yapılmış olan ıztırârî işin tasvip olunması fikrindeyim.

  1. c) Kongre’nin altıncı maddesinde teklif ettiği merciiyet ve selâhiyet keyfiyeti, meselenin ruh-ı esasîsini teşkil etmektedir ki, bu mebhasda şimdiden istimâl edilmemesi hususunda tamamen hem-fikrim. Umumî Kongre şâyân-ı itimat bir hükümet re’s-i kâra gelinceye kadar ancak bir istişarî mahiyet ve kudretini muhafaza eyler. Ve Kongre Heyet-i Temsiliyesi’nin teklifatından birden beşe kadar olan maddelerine gelince, bunların mahiyetleri itibarıyla Kongre’ce değil sorulmasını, hatta beyanname halinde veya bir temenni şeklinde bile neşrini fazla görürüm. Çünkü bu maddeler zaten yapılmakta ve ortada bu maddeleri yazdıracak bir vaka görülmemekte olduğu gibi, tazammun ettikleri esâsât da kavânîn-i mevzua mevâddından başka bir şey değildir.

Dediğim gibi, rey sorumlusu icap eden yalnız altıncı maddedir ki, bu bâbdaki fikrim de yukarıda yazılmıştır. Hükümet-i merkeziyenin teşebbüs ettiği ihanetkârâne hareket anâsır arasında ihtilâf ve fecâyi hudûsunu ve binnetice memleketin işgal ve inkısâmını tevlîd edecek mahiyettedir. Sivas Kongresi’nin bu vaka karşısında ittihâz ettiği tedâbîr ve milletin Kongre mukarrerâtına tamamen iştirak ve müzahereti suretiyle bir mevcudiyet-i milliye gösterilmesi sayesindedir ki, hükümet-i merkeziyenin tertip ettiği plân akamete uğratılmış ve memleketin işgaline bâdi olacak hâlât bertaraf edilmiştir. Hatta bilhassa bu mesele için 13.9.35’te Malatya’ya gelen İngiliz Miralayı Peel, eşirra ile beraber bulunan Binbaşı Noel’in harekât ve teşvikâtından İngiliz Hükümeti’nin ma’lumâtı olmadığını ve geri aldıracağını söylemiş ve milletin azim ve kararı karşısında meseleyi bu suretle tevil ve tamir mecburiyetinde kalmıştır. Keyfiyetin zât-ı şâhâneye arz ve ismâı meselesine gelince, bunun için bir heyet-i mahsusanın İstanbul’a gönderilmesi, gidecekler için muhataralı ve makasidin bu suretle temîni de imkânsızdır. Bu husus başka suretle temîn edilmektedir.

2– Dahiliye ve Harbiye Nâzırlarının müşterek imzasını hâvi vesika hükümet-i merkeziyenin nasıl bir ihanet plânı tertip etmiş olduğunu tamamen göstermektedir. Bu vesâiki Trabzon Heyet-i Merkeziyesi görmemiş ise bir suretinin verilmesi ve bunun üzerine yazılacak cevapta ta’dîlât yapılıp yapılmadığının ve yapıldı ise muaddel suretinin iş’ârı.

 

Vesika 93

Kongre Riyâset-i Aliyyesine:

Miralay Vasıf Bey
Hüsrev Sami Bey
Hakkı Behiç Bey
Ömer Mümtaz Bey
Mazhar Bey
Râtipzade Mustafa Efendi

Karahisar-ı Sahip
Eskişehir
Bursa
Ankara
Denizli ve Aydın
Niğde

Bâlâda esâmileri muharrer zevât-ı muhteremenin mümessil olarak intihâbını arz eyleriz. 11.9.335

 

Vesika 94

Sivas, 16.9.35

On Beşinci Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa Hazretlerine

C: 15.9.35

Servet ve İzzet Beylerin, Heyet-i Temsiliye’nin Trabzon Heyet- i Merkeziyesi’nden istîzâh eylediği hususâta cevâben çektikleri açık telgrafname alındı. Muhteviyâtının açık olarak işâası mahzurdan sâlim olmayıp bu mütâlaatı Heyet-i Temsiliye tamamen Servet ve İzzet Beylerin şahsî mütâlaaları olarak telâkki eder. Heyet-i Temsiliye ta’mîmen talep ettiği mütâlaatı İzzet ve Servet Beylerden değil, nizamname mûcibince Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nden talep etmiştir. Servet ve İzzet Beylerin nokta-i nazarlarını hâvi hususî telgrafname ile taraf-ı âlinizden hem kendilerine ve hem de Heyet-i Temsiliye’ye cevap olmak üzere dermeyan buyurulan mütâlaat hakkında da ber-vech-i âti izâhâta lüzum görülmüştür.

  1. a) Evvelâ mûmâileyhümâyı malûmunuz olan mütâlaata sâik olan fikr-i aslîyi keşfetmek maa’t-teessüf Heyet-i Temsiliye’ce mümkün olamamıştır.
  2. b) Nizamnamenin dördüncü maddesi muhteviyâtı bir idâre- i muvakkate teşkili esbâb ve şerâitini izah eder. Halbuki ma’lûm vakayi-i âhire-i ihanetkârâne sebebiyle ittihâz edilmiş ve edilmesi lüzumu hakkında mütâlaa sorulmuş olan tedâbîr hiçbir vakit idâre-i muvakkate teşkil etmek gayesine ma’tûf değildir. Binâenaleyh bu hususla dördüncü madde arasında münasebet aramaya lüzum yoktur. Tedâbîr zât-ı şâhâneye doğrudan doğruya arz-ı hale yol bulmak ve meşrû’ bir kabinenin mevki-i iktidara is’âdını istirham etmek maksadına matûftur.
  3. c) Sivas’ta in’ikad eden Kongre Garbî Anadolu murahhaslarıyla Erzurum Kongresi’nin heyet-i umumiyesi, binâenaleyh umum Şarkî Anadolu vilâyeti namına sahib-i selâhiyet olmak üzere Kongre’nin kararına tevfîkan intihap edilen bir heyet-i mahsusa bulundurmakla Sivas Kongresi bi’t-tabi umum Anadolu ve Rumeli namına ve bütün milleti temsil etmek üzere umumî bir kongre halini kesbetmiştir. İşbu kongre Erzurum Kongresi mukarrerât ve teşkilâtını aynen ve fakat bi’t-tabi teşmilen kabul eylemiş, binnetice Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti unvan-ı şâmili altında tevsian tevhîd edilmiştir. Nizamnamenin üçüncü maddesi ve Kongre’nin mukarrerât-ı esasiyesi zaten bu gaye-i âliyenin temînini emel-i kat’î olarak göstermiştir.

Sivas Umumî Kongresi, Erzurum Kongresi’nde Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti namına intihap eylediği Heyet- i Temsiliye’ye tamamen beyan-ı itimat ederek aynen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti için Heyet-i Temsiliye olarak kabul eylemiştir. Buna nazaran Sivas Umumî Kongresi’nin kararları başka, Erzurum Kongresi’nin kararları başka ve Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliyesi başka ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliyesi başka gibi başkalıklar ve ayrılıklar elbette mevzu-ı bahis olamaz ve bunun mevzu-ı bahis olması şüphesiz ki, pek samimî olan maksad-ı vahdet ve gaye-i mukaddesemiz için son derece muzırdır. Bu takdirde bir birini ilga eden Heyet-i Temsiliyeler olmaklığı gibi, birine dahil olunca diğerinden istifasını talep etmek doğru olabileceği azalar da mevcut değildir. Bugün umum Anadolu ve Rumeli’ye şâmil olan Cemiyetimizin Sivas’ta bulunan yegâne Heyet-i Temsiliyesi Erzurum Kongresi’nde nizamnamenin mevâdd-ı mahsusasına tevfîkan müntehab dokuz zattan beşinin huzûruyla ifa-yı vazifeye devam etmektedir. Bu zevât, âcizleri ile Rauf ve Bekir Sami Beyefendiler ve Raif ve Şeyh Hacı Fevzi Efendiler Hazerâtından ibarettir. Bundan başka Canik livası dahi nizamname mûcibince mümessil olarak Refet ve Süleyman Beyleri namzet olarak göstermiş, Heyet-i Temsiliye’nin hazır olan beş azası Refet Bey’i tercih etmiş ve hazır bulunmayan azaları meyânından Servet ve İzzet Beylerin de reyini sormuştu. Mûmâileyhüm cevap dahi vermedikleri ve verecekleri cevap menfî dahi olsa ekseriyetin reyi nazar-ı dikkate alınması tabii bulunduğundan Refet Beyefendi ber-mûcib-i nizamname Heyet-i Temsiliye azalığı sıfatını bi’l-ihrâz ifa-yı vazifeye mübaşeret eylemiştir. Hukuk ve salâhiyeti ve menâfii, Şarkî Anadolu vilâyâtından bi’t-tabi hiçbir vechile az olmayan ve Sivas Umumî Kongresi’nde bulundurduğu münevver ve bi-hakkın mahallerini temsil eden azasının keyfiyet ve kemiyeti hiçbir vakit Erzurum Kongresi’nde hazır bulunan azadan aşağı olmayan Garbî Anadolu’nun muhik ve meşrû’ olan mütâlaat ve tekâlifini nazar-ı dikkate almayarak onları ale’l-ıtlak tâbi vaziyetinde bulundurmaya kalkışmak bizim aklımızın bir türlü kabul edemediği hususâttandır. Her halde onları tatmîn etmek zarurîdir. İşte hem bu zaruret yüzünden ve hem de vazifesi başında bulunamayan noksan azamızın faaliyetlerinden istifade edilemediğinden nâşi muâvenete olan ihtiyacından dolayı yine nizamnamenin sonlarındaki sekizinci maddenin Heyet-i Temsiliye’ye bahşeylediği selâhiyete istinâden Umumî Kongre heyetinin dahi Garbî Anadolu için sahib-i salâhiyet gösterdiği zevâttan altı kişi ile Heyet-i Temsiliye takviye olunmuştur. Bu zevât şunlardır: Askerlikten müstâfi Miralay Vasıf Bey, Hüsrev Sami Bey, Akkâ Mutasarrıf-ı Esbakı Hakkı Behiç Bey, Mazhar Bey, Sâbık Ankara Meb’ uslarından Ömer Mümtaz Bey, Niğdeli Râtipzade Mustafa Efendi. Bu altı zattan elyevm üçü hazır olup diğer üçü muvâsalat etmek üzeredir. Pek güzel ifade buyurulduğu vechile Kanun-ı Esasî mûcibince bizatihi sakıt ve ma’dûm olan vatan ve milletin mukadderâtı aleyhinde teşebbüsât-ı hıyanetkârânesi vesâik ve ef’âl ile sâbit olan Ferit Paşa Kabinesi’ni şâyân-ı itimat görmemek ve bunun yerine âmâl-i milliyeye hâdim meşrû’ bir kabinenin mevki-i iktidara getirilmesi lüzumunu zât-ı şâhâneye arz ve ismâ eylemek teşebbüsünden ibaret olan Sivas Umumî Kongresi’nin kararında isabet-i mutlaka olduğunu takdir etmek derin bir tetkike muhtaç değildir. Bundan sarf-ı nazar etmeyi teklif bilmem ne dereceye kadar doğrudur.

  1. d) Mûcib-i tedehhüş olan tatbiki münasip olup olmayacağını nizamnameye tevfîkan heyet-i merkeziyelerden ve sahib-i salâhiyet azamızdan istîzân eylediğimiz altı maddelik mukarrerât muhteviyâtı ise, bunda telâşa ve Sivas Kongresi’nin umumî veya gayr-i umumî, Heyet-i Temsiliye’nin şöyle veya böyle olmasından bahse hiç de lüzum yoktur. Yapılması lâzım gelen şey mezkûr mukarrerâtın tatbik veya adem-i tatbikine dair her ne suretle olursa olsun mütâlaa ve nokta-i nazar bildirmekten ibarettir. bi’t-tabi Heyet-i Temsiliye her taraftan gelecek olan mütâlaatı nazar-ı dikkate alarak heyet-i umumiyece şâyân-ı kabul ve kabil-i tatbik bir karar ittihâz eder. Servet ve İzzet Beylerin mutlaka kendi fikirleri tervîc olunmadığı takdirde Heyet-i Temsiliye azalığından müstafi telâkki edilmeleri tarzındaki iş’ârları bi’t-tabi hüsn-i tesir yapmadı.
  2. e) Heyet-i Temsiliye tarafından Trabzon Heyet-i Merkeziyesi ’nden istîzâh olunan mevâdd hakkında mezkûr heyetin mütâlaatı anlaşılmadıkça, Heyet-i Temsiliye’ce karar ittihâzına imkân olamayacağı ve her halde Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nin cevâbına muntazır bulunduğumuzu arz eyleriz.
  3. f) İstîzâh olunan mukarrerâtın altıncı maddesinden maksat, İstanbul’da meşrû’ bir heyet-i hükümet taraf-ı şâhâneden mevki-i iktidara getirilinceye kadar Ferit Paşa Kabinesi ile kat’-i muhhaberât edilmiş olduğuna göre her vilâyeti mübhem ve mütereddid bir halde bırakmayıp vaziyet-i umumiyeden haberdâr edebilmek için bir merci-i muhhaberât gösterilmesi münasip görülmüş ve buna binâen mercii muhhaberâtın Sivas’ta Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi olabileceği hatırası kaydedilmişti. Bundaki merciiyet ve salâhiyet, izah olunduğundan başka bir şey değildir. Heyet-i Temsiliye ’nin istişarî mahiyeti ve kudreti ise, Anadolu ve Rumeli Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti nizamnamesinde musarrah olduğu derecede ve teşkilâtı dahilinde bulunan heyet-i merkeziyeler ile salâhiyettar azalarına karşıdır. Yoksa bu heyeti, velev muvakkaten olsun, idâre-i hükümete karar vermiş bir heyet gibi tefsire kalkışmak haksızlık olur. Sivas Umumî Kongresi ictimâ ve müzâkerâtını hitama erdirmiş olduğu halde, vaziyet-i cedîd e icabı olarak Şarkî Anadolu vilâyâtının her tarafından murahhaslar davet etmek suretiyle yeniden ve fevkalâde olarak in’ikadı lüzumu başta zât-ı âlileri olduğu halde, birçok zevât-ı kıymettarın hatırlatması üzerine düşünülmüş bir keyfiyettir. İşbu izâhât ile izâle-i şübehat mümkün olacağı ümniyesiyle hürmetlerimizi takdim ederiz efendim.

Anadolu ve Rumeli Heyeti Temsiliyesi

 

Tel başında

Sivas, 16.9.35

  1. Kolordu’ya
    Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nden bir zata
    Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’ne

Kâzım Paşa Hazretlerine cevâben yazılan mütalaat bera-yı talimat aynen takdim olunur.

Heyet-i Temsiliye

 

Vesika 95

Trabzon, 20 Eylül 35

Sivas Müdafaa-i Hukuk Heyet-i Merkeziyesi’ne

Erzurum’da in’ikad eden Kongre’de kabul edilip hiçbir noktanın tatil ve tağyiri câiz olmayan mukarrerat-ı esasiyenin bazı tagayyürata uğradığı ve nizamname ahkâmına münâfi icrââtta bulunulduğu elyevm Sivas’ta bulunan ve umum Anadolu ve Rumeli Heyet-i Temsiliyesi namına hareket eden heyetten mevrûd telgrafnamelerden anlaşılıyor. Heyet-i Merkeziye, Vilâyât-ı Şarkiye Kongresi’nin çizdiği hudut haricinde hiçbir kararı kabul edilmeyip heyet-i muhteremelerince ittihâz olunan hatt-ı harekete vâkıf olmayı vazife addeder, acele cevâba intizâr ederiz.

Müdafaa-i Hukuk Heyeti
Trabzon Merkezi

 

Vesika 96

Zata mahsustur

Erzurum, 17 Eylül 335

  1. O. 3 Kumandanlığı’na

Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine mahsustur.

Zat-ı sâmîlerine pek merbût olan kalb ve hissiyâtım itibarıyla, her şeyi açık söylemek kanaatini muhafaza ediyorum. Hissiyât-ı mütekabilemiz de bi’t-tabi ancak buna müsaittir. Paşam Sivas’tan gelen tebligat ve ta’mîmler kâh Heyet-i Temsiliye namına ve kâh re’sendir. 10.9.35 tarihinde Dersaadet’teki hükümete hitaben re’sen tebligat ve ihtaratınız vâki olmaktadır. Buna itimat ve emniyet buyurunuz ki, bu tarzda imzanızla -vâki olan tebligat sizi en ziyade hürmetle sevenler nezdinde bile büyük bir samimiyet ve selâmet-i fikir ile tenkit olunuyor. Ancak âfâk-ı rü’yeti daha dar olan muhîtlerde ve bilhassa Anadolu harekâtını başka şekil ve mahiyette göstermek davasında olanlar nezdinde, bunun ne kadar müessir ve aksü’l-amele sâik olacağını takdir buyurursunuz. Zât-ı devletlerini masûn ve vatan ve millete pek kıymettar bir hatıra-i mevcudiyet olan mesâi-i vatanperverânelerini daima arzu ettiğimiz parlaklığıyla idâme ettirmek esasen pek az ricâl-i fedakârîye mâlik olan vatanımızın mukteza-yı menâfiidir. Binâenaleyh Heyet-i Temsiliye ve Kongre mukarrerâtını daima imzasız, sadece Heyet-i Temsiliye diye neşrini ricâ ederim. bi’t-tabi aramızdaki şifre muhhaberâtının icap ettirdiği şekl-i malûmdaki zâtî imzalara bunun hiç şümûlü yoktur.

Zât-ı sâmîlerinin her halde ortada münferit bir şekilde görülmemesi mukteza-yı nef’-i memlekettir. İttifak-ı ârâ ile ma’rûz olan işbu ricâlarımın hüsn-i telâkki buyurulacağından eminim. Ellerinizden öperim.

  1. O. 15 Kumandanı
    Kâzım Karabekir

 

Vesika 97

14 Eylül 335

Hâk-i pây-i Hilâfetpenâhîye

Zât-ı akdes-i cenâb-ı hilâfetpenâhîleriyle saltanat-ı seniyelerine bir ubûdiyet-i müebbede ile merbût olan millet namına ve lâ-yezâl olan sadakat-i ebediyemize istinâden marûzât-ı âtiyemizin ref’ine cür’et-yâb oluyoruz: Saltanat-ı seniyelerinin bugün ma’rûz olduğu müthiş mehâlik her şeyden evvel tarihimizin kaydetmiş olduğu en büyük mağlubiyetin en tabii netâyicinden olmakla beraber, mevcudiyetimize nihayet verecek bir mahiyet alan mehâlik-i marûzanın münhasıran mağlûbiyetimizden mütevellid olmadığı da her halde muhat-ı ilm-i hilâfetpenâhileridir. Almanya ve Bulgaristan gibi Harb-i Umumî’de bizimle beraber aynı mukadderâtı takip edip, aynı encâma marûz olan sâbık müttefiklerimizin bugünkü vaziyetleri, saltanat-ı seniyelerinin mahkûm olduğu şerâitle mukayese edilecek olursa, sade bir mağlûbiyetin bu kadar büyük bir felâket-i milliye tevlîdine kâfi gelemeyeceği pek kolay tezâhür eder. Mütarekenin zaman-ı akdindeki vaziyet-i umumiyemizle bugünkü halimizin mukayesesi de bu facianın ne büyük bir hakikat olduğunu lüzumundan fazla isbât eder itikadındayız.

Bugün milletin nazarında felâketimizin bu derece ittisâ’ına tesir eden en büyük âmil, mazinin bırakmış olduğu esbâb-ı hariciye ve harbiyeden ziyade halin teraküm ettirmekte bulunduğu müessirat-ı dahiliyede, yani mütarekeden beri teakub eden hükümetlerin ve bilhassa Sadrazam Ferit Paşa kullarının riyâseti altında teselsül edip giden kabinelerin irtikâb etmiş oldukları teseyyüblerde mündemicdir. Fi’l-hakika mütarekenamenin her türlü ahkâmı hilâfına olarak zuhûr eden bir Aydın faciası karşısında sadr-ı lâhık bile artık birinci hadise-i saderetine nihayet vermek suretiyle istifa ederek sebep olduğu cinayet-i siyasiyeden doğrudan doğruya mes’ûl olduğunu zımnen itiraf etmiş ve bu hareket üzerine milletimiz bu mes’ûliyetin her halde bir divan-ı âli huzurunda tayin edileceğini ümit etmeye başlamıştır. Fakat Ferit Paşa kulları bu hale rağmen ikinci bir kabine daha teşkilinden içtinap etmedi! Müşarünileyhin Paris Kongresi’nden haysiyet-i milliyemizi rahnedar edecek surette Dersaadet’e iadesi bu ikinci vaka-i sadaret esnasında vukua gelerek milletin emniyetine istinâd etmeyen bu hükümetin her türlü ehliyetten de mahrumiyeti bütün cihan nazarında sâbit oldu. Fakat Ferit Paşa kulları mevcudiyet-i milliyemize îrâs ettiği bu ikinci zarardan da mütenebbih olmayıp Paris’ten mûcib-i iadesi olan muhhaberât-ı siyasiyeyi mahzâ muhafaza-i mevki endişesiyle tahrifen tercüme ederek südde-i seniyelerine ve efkâr-ı umumiyemize arz etti. Bu suretle hem zât-ı hümâyûn-ı mülûkânelerini, hem mukadderâtıyla oynadığı millet-i mazlûmeyi iğfal etmiş oluyordu: Çünkü muhhaberât-ı maruzanın metn-i aslîleri müşarünileyhin İstanbul’daki neş-riyât-ı kâzibesinden evvel Avrupa matbûatında intişar etmiş ve Ferit Paşa’nın harekât-ı milliyemizi İttihatçılık şeklinde göstererek Anadolu’ya müdahale-i ecnebiye davet ettiği kâinata ma’lûm olmuştu! Halbuki İzmir havalisinde namusuyla mukaddesâtını müdafaadan başka bir şey yapamayan ve bunu yaparken de irâde-i merhamet-âde-i mülûkânelerine istinâd eden evlâd-ı vatan, takip ettikleri maksad-ı mukaddesi mükerreren hâk-i pây-i seniyelerine arz etmiş oldukları gibi, umum Anadolu galeyân-ı millîsindeki meşrû’iyet de saltanat-ı seniyelerinin cihât-ı erbaadan ma’rûz olduğu mehâlikle sâbit olmuştu. irâde-i milliyesini pay-i taht-ı seniyelerinde izhâra imkân bulamayan milletin âlâmına tercüman olmak üzere Anadolu’da in’ikad eden Şarkî Anadolu vilâyetleri Erzurum Kongresi ile bu defa Sivas’ta mün’akid Umumî Kongre’mizi de gayr-i meşrû’ ilân eden sadr-ı lâhik kulları hilâfet-i seniyelerinde akd-i ictimâ eden Ermeni ve Rum kongreleri mukarrerâtının İstanbul matbûatıyla ilânından hiçbir mahzur tasavvur edemiyorlar! Aynı zamanda bir taraftan meşrû’iyet ve kanuniyet esâsâtına istinâd etmek isterken, diğer cihetten Meclis-i Millî’nin feshinden beri yedi, sekiz ay geçtiği halde Kanun-ı Esasî ahkâmını tatbik edip intihâbata mübaşeret mecburiyetini de hâlâ hissetmiyorlar ve bu tarz-ı hareketle beraber kudret-i milliyemizi de ecânib nazarında keen-lem-yekün göstererek makasid-i ecnebiyeyi teshîl ediyorlar. Maksad-ı ihanetkârânelerinde muvaffak olmak için milletin ruhundan doğan teşkilât-ı milliyeyi dağıtmak, devletin hakk-ı kazasını ecnebi ihtirâsâtına bâziçe etmek, ordunun kuvvetini tenkis için muktedir erkân-ı askeriyemizi azl ve düşmana teslim etmek, şifreli muhhaberât-ı askeriyenin çaldırılmasına Posta ve Telgraf Müdüriyet-i Umumiyesi’ni salâhiyattar kılmak, birtakım düşman zâbitlerinin memleket dahilinde dolaşarak vahdet-i mülkiyemizi ihlâl edecek tahrikat-ı siyasiyede bulunmalarına müzaheret etmek, memleketi ihtilâl içinde gösterip müdahale-i ecnebiyeyi davet eylemek ve ordunun şifre muhhaberâtını men’ ile esrâr-ı askeriyeyi ifşa cür’etinde bulunmak gibi herbiri belli başlı bir cinayet-i milliye teşkil eden ahvâl-i gayr-i kanuniyeye tasaddi etmekten de bir türlü sarf-ı nazar edemiyorlar. Vatanı bu hale getiren ve mağlûbiyetten mütevellid felâketimizi bu kadar tevsi eden, en büyük sâik in hükümet-i hâzıraca irtikâb edilip duran bu ihanetler olduğu her halde artık nezd-i şevket-vefd-i hümâyûnlarınca da teeyyüd etmiştir. Bu vaziyeti nazar-ı itibara alan heyet-i memlûkânemiz vatanı kurtaracak son bir çare olmak üzere hiçbir fırka-i siyasiyeye mensup olmayacak ve irâde-i milliyeyi tamamıyla izhâr ederek millete istinâd edecek bir heyet-i vükelânın re’s-i kâra getirilmesini tazarru ve niyaz ile böyle bir kabine teşekkül etmediği takdirde milletin teşebbüsât ve icrâât-ı zaruriyesini tevkife imkân olamayacağını arz eder. Katıbe-i ahvâlde emr ü ferman sevgili pâdişâhımız efendimiz hazretlerinindir.

Sivas’ta mün’akid Umumî Kongre Heyeti
Mustafa Kemal

 

Vesika 98

Beyanname-i hümâyûn suret-i münîfesi

Bugünlerde Anadolu’da serzede-i zuhûr olan ahvâl ve harekâtın safahatı, mahallerinden vürûd eden telgrafnamelerde vâsıl-ı sem’-i ıttılâımız olmuştur. Bu hâl-i esef-iştimal İzmir işgali ile ânı takip eden vakayi-i fecianın ve Anadolu Vilâyât-ı Şarkiye mukadderâtı hakkında işâa edilen rivâyâtın efkâr-ı ahalide hâsıl eylediği tesirât neticesi olup vukuât ve şâyiât-ı mezkûreden bi’l-cümle efrâd-ı ahalimizle beraber kalbimizde husûle gelen tesirât pek amîk, hukuk-ı devlet ve milletin sıyâneti emrinde sarf-ı mâ-hasal-ı gayret etmek cümlemiz için pek tabii ise de şu ân-ı mühimde hükümet ve millete terettüb eden vazife teşebbüsât-ı ma’kule-i siyasiye ve ittihâd-ı ârâ-yı umumiye ile muhafaza-i hukuka çalışmaktan ibarettir. Hükümetimizin takip ettiği siyaset neticesinde İzmir fecâyii Avrupa düvel ve milel-i mütemeddinesinin nazar-ı dikkat ve meveddetini celp ile mahalline bir heyet-i mahsusa i’zam ve bî-tarafâne tahkikata ibtidâr olunarak enzâr-ı medeniyette hakkımız tezâhür etmekte bulunduğu ve Anadolu Vilâyât-ı Şarkıyesi’ne dair olan rivâyât ve şâyiâta karşı da hükümetçe her türlü teşebbüsâttan hâli kalınmayıp zaten vahdet-i milliyemizi ihlâl edecek karar ve teklif olmadığı halde dahil-i memâlikte asayiş ve inzibatı sektedar ve nüfûz-ı hükümeti haleldar eyleyecek her gûna hareket ve efrâd-ı millet beyninde tefrîka ve şikakı müeddi olacak her türlü teşebbüsât devletimizin menâfi-i esasiye ve hayatiyesiyle kabil-i telif değildir. Bazı kimseler tarafından memleketin vaziyet-i hususiyesi tebdil ve güya ahali ile hükümet arasında muhalefet vücûdu ilân edilerek hakkımızda Avrupa efkâr-ı umumiyesinin taglît kılınması menâfi-i âliye-i memleketi külliyen rahnedar edeceği gibi bi’l-vücûh şâyân-ı teessüf olan bu hal şerâit-i kanuniye dairesinde bir an evvel icrasını arzu eylediğimiz intihâbatı da dûçâr-ı teehhür ederek sulhün takarrüb etmekte bulunduğu bir sırada vücûdu lâbüd olan heyet-i meb’ûsanın ictimâını tavik ve bu yüzden hükümetin müşkilâtını tezyid eyleyecektir. Bugün umum efrâd-ı milletimden intizârım, hal ve mevkiin nezaketini bi’t-takdir muhafaza-i sükûn ve itidal ve ahkâm-ı kavânîne ve emr-i hükümete tamamî-i ittibâ ile memleketin intizam ve asayişini muhil hareketten ictinâb eylemek ve bu suretle karîben sulh müzakeresine davet olunacak Osmanlı murahhasları konferans muvacehesinde milletle hem-âhenk olarak isbât-ı mevcudiyet edebilmektir. Altı buçuk asırdan beri Avrupa muvazenesinde bir âmil-i mühim olan devletimizin vahdet ve tamamiyetini ve millet-i Osmaniye’nin mevki-i haysiyetini temîn edecek bir sulhe karîben nâiliyetimizi eltaf-ı sübhaniyeden ümit etmekteyim. Düvel-i muazzamanın hissiyât-ı nasfetkârâneleri ve hakikaten gittikçe nüfûz etmekte olan Avrupa ve Amerika efkâr-ı umumiyesinin itidalperverliği de bu ümidimi tevsîk eylemektedir. Hükümetin her türlü müşkilât-ı dahiliyeden masum kalarak takviye ve memleketimizin her tarafında ahkâm-ı kavânîne harfiyen riayetle sunûf-ı tebaamızın mahfûziyet-i hukuku ahass-i âmâlimiz olup heyet-i hükümetimizin de bu bâbda âmâl-i hümâyûnumuzu tamamıyla rehber-i hareket ittihâz edeceğine eminim. Şu efkâr ve âmâl-i hâlisânemizin memâlikimizin her cihetine neşr ü ta’mîmde sadakat ve hamiyetlerinden mutmain olduğum bi’l-cümle efrâd-ı milletimin sem’-i ıttılâına îsâlini irâde ederim.

24 Zilhicce 1337, 20 Eylül 335
Mehmet Vahideddin

Mâbeyn-i hümâyûn-ı mülûkâne Başkâtibi Ali Fuat Beyefendi tarafından bugün Bâbıâli’de senâverlerine tevdî ve ta’mîmen devâire ve elviyeye tebliğ kılınmış olan beyanname-i hümâyûnun suret-i münîfesi bâlâya derc olunmakla vilâyet-i celîlelerince dahi nevâhi ve kurâya kadar neşir ve ilânı ile ahkâm-i celîlesinin ber-mantuk-ı ferman-ı hümâyûn-ı şâhâne bi’l-cümle sunûf ve efrâd-ı ahaliye tefhim ve ilânı.

20 Eylül 335
Sadrazam
Damat Ferit

 

Vesika 99

Sivas, 22 Eylül 335

(Pâdişâha, beyannamesi üzerine yazılan telgraf)
Hâk-i pây-i meâli-ihtivâ-yı cenâb-ı hilâfetpenâhiye

Şevketpenâh Efendimiz!

Kullarınızı hâk-i pây-i hümâyûnlarına tekrar arz-ı hal ve hakikate sâik olan sebep; heyet-i hâzıra-i vükelânın ketm-i hakayıkle zât-ı şehinşahîlerine arz ve i’lâm ettiği vechile bir emel-i nâmeşrû’ değil, milletin metâlib-i muhikkasıdır. Mükerrer istirhamatımızın kabinenin dest-i hıyanetiyle südde-i seniyelerine arzına mümânaat edilmesi, memleketin ve tebaa-i sadıka-i hümâyûnlarının zararına, telâfi-nâpezîr bir hesap kayıt ve teşkil ediyor. Bu kere Ferit Paşa’nın müzeyyel mütâlaatıyla vilâyâta tebliğ edilen beyanname-i hümâyûnları muhteviyâtından dahi pek bâriz anlaşılıyor ki, milletin âmâl ve makasid-i meşrû’ası ve kabinenin irtikâb edip fiilen ve vesâik ile sâbit harekât-ı hainâneleri zât-ı akdes-i hümâyûnlarından mektum tutulmuştur. Ferit Paşa’nın zât-ı şevket-simât-ı şehriyârîlerine muhâlif-i hakikat ma’rûzâtta bulunmak suretiyle millet ve vatana karşı irtikâb eylemekte olduğu ihaneti taz’îften çekinmediği de kemâl-i teessürle görünmektedir. Tarihin hiçbir sahife-i ihanetine makîs olamayacak bir hıyanetle ahaliyi yekdiğeri aleyhine iğvâ’ ve milleti ihtirâsât-ı ecnebiyeye feda eden bu kabinenin arzu-yı millî hilâfında olarak mevkiinde kalması, pek büyük felâketler celp ve ihzâr etmektedir. Bütün cihan mülk-i hümâyûnlarında sükûn ve asayişin müterakkıbı iken vilâyetlere çekilen telgrafnamelerle bir taraftan aşâir-i mutîayı efrâd-ı ahali üzerine teşvik ile beraber memâlik-i şâhânenizin herc ü mercî içinde ve muhtac-ı muâvenet olduğunu resmen beyan ederek müdahale-i ecnebiyeyi davet eyleyen, diğer cihetten vilâyât-ı şarkiyede vâsi bir Ermenistan teşkiline ve Toros silsilesinin cenubunda kâin yerleri terke âmâde bulunduğunu ifade ile dahilî ve haricî düşmanlarımızın âmâlini tervîc ve tatmîn etmek isteyen bir kabinenin mevki-i iktidarda kalmasını zat ve mülk-i hümâyûnlarınızın düşmanlarınızdan başka hiç kimse arzu etmez.

Paris Sulh Konferansı’nın, meb’ûslarımızın intihâbından ve Meclis’in in’ikadından evel Türkiye hakkında ittihâz-ı karara başlaması muhtemeldir. Milletin itimâdına müstenid olmadığı Düvel-i İtilâfiye’ce de ma’lûm bulunan Ferit Paşa Kabinesi’nin bu suretle re’s-i idârede kalması murahhaslarımızın konferansa davet ve kabul edilmemesi, kabulü halinde de evvelce olduğu gibi bu defa da tard ve iade ile aleyhimizdeki hükmün tebliğiyle iktifâ olunmasını istilzam edecektir ki, bunun neticesi olarak zuhûru tabii olan felâketin milleti büsbütün dûçâr-ı yeis edeceğini zât-ı şâhâneleri pek iyi takdir buyururlar. Binâenaleyh memleketi sıyâneten Ferit Paşa Kabinesi’nin hemen ıskatıyla itimâd-ı umumîye mazhar zevâttan mürekkeb bir kabinenin teşkiline müsaade-i şehinşahilerini bütün millet namına niyaz ve istirham ederiz; ol bâbda ve katıbe-i ahvâlde emr ü ferman hazret-i tâc-dâr-ı azamîlerinindir.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Heyet-i Temsiliyesi

Ankara’da K. O. 20, Erzurum’da K. O. 15, Diyarbekir’de K. O. 13. Niğde’de Fırka 11 K. Van, Bitlis, Trabzon, Erzurum, Kastamonu, Ankara, Diyarbekir, Elaziz, Hüdavendigâr vilâyetlerine ve Heyet-i Merkeziyelerine. Erzincan, Canik, Kayseri, Niğde, Antalya, Afyonkarahisar, Kütahya, Denizli, Bolu, Urfa Mutasarrıflıklarına ve Heyet-i Merkeziyelerine. Hâk-i pây-i şâhâneye vuku bulan ma’rûzât sureti berâ-yı ma’lumât maruzdur.

(K. O. 3 ve Sivas vilâyetine: leffen takdim kılındı)

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Heyet-i Temsiliyesi

*“Zât-ı afifâneleri gibi milletin mefharı bulunan vatanperver ve sahibe-i kelâm”.

 

Vesika 100

Erzurum’dan, 20.9.35

  1. O. 3 Kumandanlığı’na

Heyet-i Temsiliye’ye: Bilhassa İngilizlere karşı ihfa edilen ve bundan dolayı resmî ve açık bir memuriyetle henüz tavzîfi mümkin olamayan Halit Bey’in nasıl bir ateşîn mizac ve hamiyete mâlik olduğu malûm-ı samileridir. Mûmâileyhin Trabzon ’a memuriyeti halinde mizacı iktizası ihdâs edilmesi muhtemel vaziyetlerin bu nazik zamanda belki ıslâhı mümkün olamaz. Binâenaleyh Halit Bey’in fart-ı hamiyet ve sevk-i ahvâl ile bazı tedâbîr ve teşebbüsât için haber-i âcizî olmadan ma’rûzâtta bulunsa bile tervîc buyurulmamasını istirham eylerim.

  1. O. 15 Kumandanı
    Kâzım Karabekir
Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi