Mustafa Kemal Atatürk - Vesika 81-90
Vesika 81
- O. 3 Kumandanlığı’na
Urfa hakkında alınan ma’lumât hulasaten ber-vech-i âtidir:
- Elaziz Vali-i Sâbıkı Ali Galip Bey Urfa’da İttihat ve Terakki mensubîninden Şeyh Müslim Efendi’nin hanesinde misafir olmuş ve esnâ-yı musahabede Müslim Efendi Galip Bey’in fikrini tervîc etmemiştir. Ertesi günü Galip Bey İngiliz Kumandanı’na mürâcaatla İngiliz siyaseti aleyhinde bulunduğundan bahis ile Müslim Efendi’yi tevkif ettirerek Halep’e sevk etmiştir. Mûmâileyh elveym Halep’te mevkûf imiş. Galip Bey üç gün Urfa’da kalmış, ba’dehu Halep’e gitmiş. Malatya Mutasarrıf-ı Sâbıkı Halil Rami de takrîben on gün evvel Halep’e gitmiş.
- Urfa’nın şimalinde Belediye Hastanesi kurbunda İngilizler tarafından Ermeni eytamhanesi olarak inşa olunan bina hitama ermek üzere imiş.
Harekât 2605, 11.10.35
- O. 13 Kumandanı
Cevdet
Vesika 82
Erzurum, 11.9.35
Başkumandan-ı akdesimiz şevketlû, mehabetlû pâdişâhımızın atebe-i ulyâ-yı mülûkânelerine
Şevketpenâh Efendimiz;
Bugün vesâik-i sahiha-i resmiye ile sâbit ve kemâl-i teessürle her tarafa şâyi oldu ki, Dahiliye Nâzırı Âdil Bey ve Harbiye Nâzırı hafî bir plan tahtında Elaziz Valisi Galip Bey’i bazı din ve vatan haini casuslarla beraber öteden beriden bir kısım müsellah Kürtleri toplayarak çeteler teşkil ve riyâset ettirmek ve bunları Sivas’ta in’ikad eyleyen ve her türlü manasıyla millî ve meşrû’ ve bundan dolayı da ordu-yı hümâyûnlarının emniyet ve müzaharetine mazhar olan Kongre’yi bi’l-muharebe bastırmak suretiyle beyne’l-İslâm sefk-i dimaya tasaddi olunması ve ayrıca Memâlik-i Mahrûse-i Şâhâne’nin gayr-i münfek bir parçası ve makam-ı akdes-i saltanat ve hilâfet-i seniyelerine lâ-yezâl bir hiss-i rabıta ile merbût olan Kürdistan’ı güya ayaklandırmak suretiyle vatanı parçalamak gibi mahzâ düşmanlara hâs bir plânın tatbikini külliyetli para mukabilinde taahhüt etmiş oldukları tamamıyla tezâhür etmiştir. Şifreli muhhaberâtı elde etmek ve bu caniyâne harekâta, takip ve tefahhus eylemek suretiyle muttali olan civar kolorduların sevk ettiği muhtelit kuvâ-yı askeriye Galip Bey haininin riyâsetindeki çeteyi Malatya’da tazyik etmiş ve Malatya’dan hâsiren firâra icbâr eylemiştir. Takiplerine şiddetle devam olunuyor. Lehülhamd işbu mel’anet belâsı vaktinden evvel keşfedilmiş ve tedâbîr-i kat’iye ittihâz olunmuştur. Beyne’l-İslâm sefk-i dimaya ve memlekette iğtişaş ihdasıyla felâketler intâcına çalışan bu zümre-i ihanet takibat neticesinde kanunun ve şeriat-i garrâ-yı Ahmediye’nin pençe-i icrââtına tevdî olunacaklardır. Düşman parasıyla ve vatansızlık hissiyle tertip olunan bu ihanete muttali olan Elaziz ahali-i İslâmiye’si pek derin bir nefret ve galeyân izhârıyla casusların bi’l-fiil takibine de koyulmuşlarsa da adâletin tatbik olunacağı vaatiyle sükûna ircâ’ olunmuştur.
Şevketpenâh Efendimiz:
Devlet-i aliyye-i Osmaniye’lerinîn ve hanedan-ı celîlü’ş-şanınızın altı buçuk asırlık tarih-i mübarekinde ve hassaten hayat ve memât ile çırpınan şu tarihî devirde devlet ve milletin kalbgâhına tevcîh olunmuş bu kadar hainâne bir misâle tesâdüf edilemez. Zât-ı akdes-i hümâyûnlarına kemâl-i tâzim ve ubûdiyetle merbût olan bütün millet-i necibeleriyle ordu-yı hümâyûnları vatan ve milletin ve zât-ı akdes-i hilâfetpenâhîlerinin halâs-ı mesudu gibi bir gaye-i mukaddese etrafında toplanmış oldukları bir sırada düşman tarafından satın alınmış bir zümre-i ihanetin asâkir-i şâhâneleriyle müsaademeyi ve beyne’l-İslâm sefk-i dimayı mûcib su-i kastler tertip ve Dahiliye ve Harbiye Nâzırları tarafından tebliğ ve tatbik ettiren hükümet-i merkeziyeden derhal itimat ve emniyeti nez’ ettirmiştir. Ayrıca hakan-ı celîlü’ş-şanımızla milletin arasında hâil-i muzır olmak cürmü de tarihen affedilmez bir cinayettir. Umûm milletin meşrû’ olan âmâlini, bir araya gelen kuvvetini inkâr ve tevil edip de bunu İttihatçı manevrası göstermek ve zât-ı akdes-i hilâfetpenâhîlerinden ketm-i hakikat eylemek kadar azîm bir günah ve mes’ûliyet olamaz. Sevgili pâdişâhımız umum milletin kudret-i müşterekesi siyasî tesirlerden külliyen âzâde ve münezzehtir. Ordu-yı hümâyûnları ise bi’l-külliye siyasî cereyânlardan münezzeh ve ancak umûm vatan ve milletin ve zât-ı akdes-i hümâyûnlarının masûniyetine ahd ve azmeylemiş olan millete müzâhirdir. Binâenaleyh âmâl-i meşrû’a-ı milliyeye istinat edecek; dinine, vatan ve milletine merbût ve zât-ı akdes-i hümâyûnlarına, makam-ı muallâ-yı saltanat ve hilâfete bi-hakkın ta’zîmkâr, namuslu zevâttan mürekkeb ve meşrûtiyete tamamıyla sadık bir heyet-i cedîd e-i hükümetin teşkili ile millet-i necibelerinin ve ordu-yı hümâyûnlarının tatmînini ve bunu müteakib vatan ve milletine ihanet etmekte olan casus şebekesi hakkında tahkikat ve icrâât-ı seria-i âdilânelerinin icrasını ve bu surette bir heyet-i âdile-i hükümet teessüsüne kadar merkez-i hükümetle bir vechile muhabere ve münasebette bulunmamağa karar vermiş olan milletten ordunun ayrılamayacağı, zât-ı vakaya muttali ve mahalline mücâvir olan kolordular kumandanları, hâk-i pây-i şâhânelerine arza mecbur olduk. Ol bâbda ve katıbe-i ahvâlde emrü ferman şevketlû pâdişâhımız efendimiz hazretlerinindir.
Vesika 83
Tel |
Ankara, 11.9.335 |
Sadrazam Paşa Hazretlerine
Başkumandan-ı akdesimiz efendimiz hazretlerine olan ma’rûzâtımızı doğrudan doğruya arz etmeği musırrâne talep ederiz. Mümânaat buyurulduğu halde ve pâdişâhımıza, milletimize, vatanımıza ihanetinize hükmedilerek başka suretle ittihâz-ı tedâbîre mecbur kalınacaktır.
Bundan hâsıl olacak fenalığın bütün mes’ûliyeti zât-ı feha-metpenâhîlerine râci olacağını arz eyleriz.
- O. 20 K. Vekili
Mahmut
Erkân-ı Harp Reisi
Ömer Halis
Erzurum, 11.9.35
Makam-ı Sadaret-i Uzmâ’ya
Şimdi doğrudan doğruya Başkumandan-ı akdesimiz Halife-i zî-şânımız efendimize ma’rûzât-ı mühimmede bulunmak mecburiyetindeyiz. Hâil ika’ edilmemesini ricâ ederiz. Aksi takdirde tevellüd edecek netâyic-i vahimenin mes’ûliyeti sırf zât-ı fahîmânelerine râci kalacağını arz ederiz.
- O. 15 Kumandanı
Kâzım - O. 13 K. Vekili
Cevdet
On Birinci Fırka Kumandanı
Mümtaz
Sivas, 11.9.35
Sadrâzam Paşa Hazretlerine
Zât-ı hazret-i padişâhîye doğruca ma’rûzâtta bulunmak üzere yolu açık bulundurmak hususuna ait istirhamın tervîci tehir edildiği takdirde hâdis olacak halden maddî ve manevî vebal mes’ûliyetiniz derecesi tezâuf etmektedir. Vakit geçirilmesinde faide olmadığını arz ederim.
- O. 3 Kumandanı
Salâhattin
SURET
Vakayi-i ve hakayıki doğrudan doğruya Başkumandan-ı akdesimiz efendimize bilâ-vasıta arz etmek isterim, ma’rûzâtımı takdim için mümânaat ika’ buyurulmamasını istirham ederim.
Salâhattin
Ankara
Zât-ı şâhâneye keşîde edilecek telgrafnamenin ale’l-usûl çekilmesi ve usûlü vechile takdim edileceği suretinde Sadrazam Paşa’nın cevaplarına karşı ne emir buyuruluyor?
Makam-ı Sadaret’e yazılan telgrafı vermişler.
Bir de vilâyetten de Dahiliye Nezareti’ne yazdığı te’kidtir efendim.
Sadrazam ve Dahiliye Nâzırı bir arada imişler.
Sadrazam’ın konağında telgraf merkezi olmadığından yakın bir telgraf merkezine teşrif etmelerini yazdık, cevap bekliyoruz. Başmemur Muâvini geldi. Sadrazam Paşa’ya yazılan ifade telefonla söylendi, alınan cevapta telgrafname münderecâtı Sadrazam Paşa Hazretlerine arz olundu, vuku bulacak ma’rûzâtları usûlü dairesinde telgrafla arz olunmalıdır. Telgrafnameleri kezalik usûlü dairesinde takdim edilir, Müdür Bey buyurduklarını söylüyor efendim.
Alınacak cevap gelince derhal yazılacağı tabiidir. Boş durmamak üzere telgraf işleyebilir miyiz?
Deminki ifadeyi Sadrazam Paşa arz etmişler, alınacak cevâba intizâr edildiğini söylüyorlar efendim.
11 Eylül 335
Şef muâvininin ifadesidir.
Merkezimiz mümânaat ika etmiyor. Ancak alınan emri vazifemiz hemen makam-ı aidine takdim etmektir. O da saniye tehirsiz ifa ediliyor. Başka ne yapabiliriz efendim? Peki şimdi Sadrazam’a iblâğ ederiz efendim.
Telefonla Sadrazam Paşa’ya tebliğ olunup alınacak cevâba intizâr edildiğini Başmemur söyledi efendim.
İstanbul muhhaberâtı
11/12 Eylül 35
Saat: 9,5
Bu usûl Sadrazam’ın yeni bir icadı mıdır? Millete muhatap olmaktan utanan Sadrazam’ın irtikâb-ı kizb ü dürûğ ettiğine şüphe yoktur; fakat sizin bu âdi harekete âlet olmamanız lâzımdır.
Sadrazam’a söyleyiniz makine başında milletin ve ordunun ihtarına kulaklarını açarak dikkatle dinlesin ve siz de yalan söylemekten vazgeçiniz.
Umumî Kongre Heyeti
C: Emrinizi Başmemur’a verdim efendim.
Sizin buraya yazılacak telgraflarınızı derhal telefondan makamlarına, derhal telefondan yazılacağını Başmemur söylüyor efendim.
Başmemur’a verdim.
İstanbul ile muhâberât
11/12 Eylül 35
Saat: 9
– Sorayım. Şef Fahri.
Sadrazam Paşa’nın konağına telgraf ve telefon vardır.
– Sadrazam Paşa’ya sadarette veya mâbeyn-i hümâyû ndadır; kendisini buldurup hemen telgrafhaneye gelmesini söyleyin. Mevzu-i bahis olan mesele zannettiğiniz gibi basit değildir. Çok mühimdir, bi’l-âhire sizi mes’ûl ederiz, isminiz ve şahsınız bizce malûmdur, işi uzatmayın, çabuk cevap veriniz.
– İşte Başmemur diyorlar ki, Sadrâzam Paşa konağındadır. Emrederlerse yazılacak telgrafı telefondan konağına yazarız, diyorlar.
Bendeniz emirlerinden hariç ne yapabilirim ki... Ufak bir maiyet memuru mes’ûl ad buyurulsun.
– Bizim size yazdıklarımızı telefon veya telgrafla derhal Sadrazam’a bildiriniz. O sizin bileceğiniz bir iştir. Neticesini derhal bildiriniz.
– Üçüncü Kolordu Kumandanı, Sadrazam Paşa’yı telefonda veya telgrafta bekliyor.
– Emrinizi ifaya çalışıyorum. Biraz sabır buyurunuz.
Başmemur Fahri Bey diyor ki, Sadrazam Paşa ve Dahiliye Nâzırı ile Harbiye Nâzırı’nın konaklarında telgraf yoktur. Bunlara yazılacak telgrafları doğruca İstanbul’a yazıp buradan da müvezzi-i mahsus ile kendilerine gönderilir.
Vesika 84
Tel |
Sivas, 15.9.335 |
1 2.9.1919 tarihli talimata zeyldir.
Maksat, meşrû’ bir heyet re’sikâra geçinceye kadar Ferit Paşa Kabinesi’yle kat’-ı münasebet olunduğundan Dersaadet’le muhhaberât-ı resmiye icrâ edilmeyecektir. Hususî ve ticarî muhhaberât tamamen serbesttir. Yalnız Dersaadet’le olacak bu gibi hususî muhhaberâtın da taht-ı murakabede bulundurulması lâ zımdır.
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Erzurum K. O. 15, Ankara K. O. 20, Diyarbekir K. O. 13, Konya K. O. 12, Niğde Fırka 11 Kumandanlıklarına.
Konya, Ankara, Kastamonu, Hüdavendigâr, Trabzon, Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbekir, Mamuretülaziz vilâyetlerine.
Erzincan, Canik, Kayseri, Niğde, Malatya, Amasya, Bolu, Antalya, Eskişehir ve Afyonkarahisar Mutasarrıflıklarına yazılmıştır.
Vesika 85
Tel |
Sivas, 16.9.335 |
Aynı Makamâta
12.9.335 tarihli tebligata zeyldir:
- Hıyanet-i vataniyesi fiilen vesâike müsteniden sâbit olmuş bulunan Ferit Paşa Kabinesi’nin ıskatı ile yerine âmâl-i milliyeye hâdim meşrû’ bir heyetin tayin ve ikamesi istirhamatının zât-ı akdes-i hazret-i padişâhîye arz ve ref’ine heyet-i hâzıra-i hükümet mümânaat eylemekte bulunduğundan Kongre’ce takarrür ettirilip tatbiki Heyet-i Temsiliye’mize havale edilen tedâbîr, ma’rûzât-ı mezkûre mesmû-ı şâhâne olup meşrû’ bir heyet mevki-i iktidara geçinceye kadar Ferit Paşa Kabinesi’yle yalnız muhhaberât-ı resmiyenin kat’ıdır.
- Vâzıh olan bu maksad-ı meşrû’un tesrî’-i istihsali için sizce vârid-i hâtır ve kabil-i icrâ sâir tedâbîr-i müessire varsa iş’ârı ricâ olunur.
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Vesika 86
Tel |
13.9.35 |
Balıkesir’de K. O. 14 K., Konya’da K. O. 12 K., Diyarbekir’de K. O. 13 K., Erzurum’da K. O. 15 K., Ankara’da K. O. 20 K., Bursa’da Fırka 17, Çine’de Fırka 58, Bandırma’da Fırka 61 Kumandanlıklarına ve 61 Fırka vasıtasıyla Edirne’de K. O. 1 K., Niğde’de Fırka 11 K., vilâyetlere, müstakil sancaklara, belediyelere, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziyelerine.
Hükümet-i merkeziyenin ittihâz ve takip etmek olduğu meslek-i irticakârâneye ve yaşamakta olduğumuz günlerin mehâlik ve muhatarat-ı azîmesine karşı müdafaa-i hukuk ve muhafaza-i mevcudiyet için Meclis-i Millî’nin intihap ve in ’ikadını temîn ve tesrî’ etmek bugünün en mühim vazifesidir. Hükümet-i merkeziye milleti iğfal ile mebusan intihâbatını aylarca icrâ etmemiş olduğu gibi, son zamanlarda verdiği intihap emrini de türlü esbâb ile ta’vik ve tehir etmektedir.
Ferit Paşa’nın Toros’un ötesindeki vilâyâtımızdan feragat ettiği Sulh Konferansı’na verdiği nota ile sâbit, Aydın vilâyetinde Yunanlılarla tahdîd-i hudûda teşebbüsü oradaki işgali emr-i vâki halinde bir ilhak olarak kabul ettiğine delil bulunmuş ve aksâm-ı meşgûle-i sâire-i memleket için de bunlara benzer gafilâne ve hainâne siyasetiyle mülk ve milleti inkısâma uğratacağı kaviyen melhûz ve Meclis-i Millî’nin in’ikadından evvel sulhnameyi imza ile milleti bir emr-i vâki karşısında bulundurmak niyetinde olduğu me’mul bulunmuş olduğundan Umumî Kongre orduyu ve milleti intihâba davetle ber-vech-i âti hususâtın sür’at-i icrasını mesâil-i hayatiye-i milliyeden ad ve beyan eyler.
Evvelâ– Intihâbat hazırlıklarının mer’î kanundaki en asgarî müddet zarfında icrâ ve ikmâli için belediyeler ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri faaliyet-i tâmme ile çalışmalıdır.
Saniyen – Sancaklardan çıkarılacak mebusların, mikdar-ı nüfusuna nazaran adedi hemen tesbit olunarak Heyet-i Temsiliye ’ye şimdiden bildirilmelidir. Namzetler meselesi bilahara bi’l-muhabere hallolunacaktır.
Salisen – Gerek intihap hazırlıkları, gerek intihâbatın icrasında mûcib-i teehhür esbâbın şimdiden teemmül ile ref’i ve hiçbir teehhüre meydan verilmeyerek asgarî müddet zarfında intihâbatın intâcı.
İşbu kararı mıntakanızdaki bi’l-cümle belediye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine tebliğ ve icabının sür’at-i ifasına muâvenet buyurmanız ricâ olunur.
Heyet-i Temsiliye
Vesika 87
Erzincan, 14.9.35
Sivas’ta Umumî Kongre Heyet-i Temsiliye’sine
- Arzu-yı millî hilâfındaki hareketi sâbit olan hükümet-i merkeziye ile münâsebâtın kat’ını ve nâm-ı nâmî-i hazret-i pâdişâhîye tedvîr-i umûr edilmesine dair altı maddeyi hâvi olarak Kongre’ce ittihâz olunup Bâki Bey’e keşîde olunan 13 Eylül 335 tarihli telgrafname ile tebliğ buyurulan karar, memûrîn-i mülkiye ve askeriyenin muvafakati alındıktan sonra akdolunan ictimâ-ı umûmide kıraat ve ârâ-yı umumîye arz olundu.
- Hükümet-i merkeziye ile münasebatın kat’ı takarrür ettikten sonra nâm-ı nâmi-i hazret-i pâdişâhîye olarak kavânîn-i mevzua dairesinde tedvîr-i umûr edilmek için mezkûr altı madde münderecâtı kâfi ve muvâfık görülmüş ve ancak mevâdd-ı mezkûrenin aynen Kongre’ce hükümet-i merkeziyeye iblâğı ve mukarrerât ve metâlib-i sâbıkanın is’âfı için kırk sekiz saat mühlet itasıyla muvâfık cevap verilmediği halde tatbiki muvâfık olacağı umûmca karar-gîr olmuştur.
- Livaya mülhak kazalar hey’âtına da tebliğ edilmiştir. Oralardan da alınacak cevaplar arz edilecektir efendim.
Şarkî Anadolu Vilâyâtı Erzincan
Heyet-i Merkeziyesi Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti
Erzincan, 15.9.35
Sivas’ta Umumî Kongre Heyet-i Riyâseti’ne
14.9.35 telgrafımıza zeyldir: Kemah kazası dahi merkezimiz mütâlaâtını ıktifâen Kongre’nin musammem mukarrerâtını kabul eylediği.
Erzincan Heyeti Merkezi
Vesika 88
Gayet mühim ve müstaceldir. |
Diyarbekir’den, 14.9.35 |
Sivas’ta K. O. 3 Kumandanlığı’na
Umumî Kongre Heyet-i Temsiliyesi’ne:
İtimad-ı millîyi hâiz bir hükümetin teşekkülüne kadar hükümet-i merkeziye ile kat’-ı alâka ederek merci-i muhhaberâtın Umumî Kongre Heyet-i Temsiliyesi olmasında, mıntakamız ahvâl ve efkârına nazaran ber-vech-i âti mehâzîr mevcut olduğuna nazar-ı dikkati celbe lüzum hissettim.
Bitlis vilâyetinin bir kısmı müstesna olmak üzere mıntıkam işgal acısı duymamıştır. En ziyade bu sebepten ve diğer muhtelif tesirâttan dolayı icap edenlerin tenvîr edilmesine rağmen mıntakamda Vilâyât-ı Şarkiyenin diğer mahalleri gibi kütle-i vâhide halinde vahdet-i millîye tevâfuk-ı efkâr yoktur. İki ay evvel Diyarbekir’de yapılmak istenilen inkılâb ve son Malatya hadisesi buna delildir. Bunda İngiliz propagandası ve İngiliz parasıyla iğfal olunmuş bazı Kürt gençlerinin de tesiri çoktur. Mütemâdi irşâdâta ve teşvîkata rağmen Diyarbekir ve Elaziz vilâyetlerinden Erzurum Kongresi’ne kimsenin iştirak etmemesi ve Kongre mukarrerâtı her bir tarafta lâzım gelenlere verildiği, maksat anlatıldığı halde elân matlûb teşkilâtın yapılamaması binâenaleyh mıntakamda henüz Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin teşekkül etmemesi yüzünden bütün efrâd-ı millet makasid-i hakikiyeye âgâh değildir. Bu sebepten bugün merkez-i hükümetle büsbütün kat’-ı alâka edilerek merci-i muhhaberât Kongre Heyet-i Temsiliyesi olursa muhâlifler, siyasî bir maksat takip edenler, bu hareketi ahaliye başka türlü telkin edecekler, hilâfete karşı isyan edilmiş göstererek efkârı tağlît edecekler ve bu vechile maksatlarını istihsal için tarafdârlarını tezyîde çalışacaklardır. Mıntıkamın İngiliz nüfûz ve işgali altında bulunan yerlere mücâvir ve Arabistan’la hem-hudut olması hasebiyle İngilizler de bu noktadan propaganda yapacaklardır.
Firârîlerin, Malatya livasında aşâiri tehyîc için Malatya’ya gelen kuvvetin Ermeni kuvveti olduğunu ilân etmeleri, aşâiri Ermenilerin Malatya’ya hücum edeceği bahanesiyle tehyîc ederek cem’e çalışmaları, Ali Galip Bey’in, ahaliye Kongre aleyhinde bulundurmak maksadıyla, Kongre hâl-i ictimâda iken Erzurum’un makam-ı hilâfet ve merkez-i hükümetle kat’-ı alâka etmiş olduğunu ilân etmesi ve bu propagandanın buralara kadar akseylemesi ma’rûzâtımı teyide kâfi delildir.
Henüz Malatya meselesi sükûn kesbetmemişken şimdi merci-i muhhaberâtın Kongre addedilerek merkez-i hükümetle büsbütün kat’ı alâka edildiğinin ilân ve ifşa edilmesini bu nokta-i nazardan mahzurlu görüyorum. Bâ-husûs mıntakamda Arap ve Kürt birçok aşâir olduğundan bunları hilâfet siyasetiyle elde tuttuğumuzu nazar-ı dikkate almak lâzımdır. Erzurum Kongre mukarrerâtının dördüncü maddesi mûcibince bir tazyik-i düvelî karşısında hükümetin buraları terk ve ihmal ettiği kat’iyen tebeyyün eder ve bütün millet de buna kani olursa, o zaman tesirât-ı siyasiye husûle getirmek için şerâit-i mukarrere tahtında muvakkat bir idâreyi bütün millet kabul eder. Esasen Ermenistan teşekkülünü kimse istemediğinden böyle bir zamanda hiç propaganda müessir olamaz. Ber-vech-i âti nikata da nazar-ı dikkati celp ederim:
Zâbitân ve memurînin, Anadolu efrâdının aileleriyle uzun müddet muhabere edememesi ahvâl-i ruhiyeleri üzerinde su-i tesir yapar. Tüccarların, bankaların muâmelâtına ait telgraflarının çekilmemesi, ecânibin muhhaberâtının durması da su-i tesirât hâsıl eder. Bundan başka telgraf memurları, kazanılacak hâsılâtla maaşlarını alacaklardır. Bugün Bitlis memurları beş aydır maaş alamadıklarından istifa eylediklerini, bu hususun makam-ı âidine bildirilmesini ricâ ettiler, bunlar gibi Bitlis vilâyetinde memûrîn-i mülkiyenin de muntazaman maaş alamadıklarını istihbâr ettim. Gerek şimdi ve gerekse Kongre mukarrerâtının dördüncü maddesinin tatbiki, lüzum hâsıl olunca ve muvakkat bir idâre tesis edilince memurîn ve askerin maaşatının, masârifinin menâbi-i mahalliye ile temîni imkânı olamayacağından, hassaten bu vaziyet uzun devam ederse iaşe buhranı zapt ü raptı ve her türlü fenalığı tevlîd edeceğinden bu hususta ne tedbir düşünüldüğüne dair tenvîr olunmaklığımı arzu ederim. Hükümet-i merkeziye İngiliz nüfûzunda olduğuna göre her türlü ısrara ve mesâiye rağmen İngilizlerin nüfûzundan ve arzusundan başka hareket yapacak bir hükümet teşkiline imkân olmaz ve rekabet-i düveliye de bunun husûlünü temîn edemezse, İngilizler de hükümetin muvafakatiyle vâsi mikyasta bir işgal plânı tatbik ederse, yeni baştan İngilizlerle muharebeye girişmeye Kongre tarafdâr mıdır ve girişildiği takdirde muvaffakiyetten ne dereceye kadar emindir ve bu hareket-i musırrâne vatanın menâfiine muvâfık mıdır. Bu cihet hakkında da tenvîr edilmekliğimi istirham ederim. Bugün için muvakkat idârenin mahzuriyetini arz ettim. Hususî tüccar malı ve ecânibe ait telgrafların kontrol edilmek üzere çekilmesine kolorduların cihet-i mülkiyenin ihtiyâcâtına ve pek mühim işlerine dair olan muhhaberâtının yapılmasına tarafdârım ve esasen bu mıntakanın İstanbul muhhaberâtı Sivas’tan geçtiğinden oraca da kontrol edilebilir. Şimdilik Sivas ve Diyarbekir merâkizindeki resmî muhhaberâtı tutmak, mütemâdi mürâcaatlar ve turuk-ı sâire ile icra-yı tesire çalışmak ile iktifâ edilmesine tarafdâr olduğumu arz ederim. Harekât, 2385.
- O. 13 Kumandan V.
Ahmet Cevdet
Vesika 89
Gayet aceledir. |
Malatya, 15.9.35 |
Sivas’ta K. O. 3 Kumandanlığı’na
C: 13/14.9.35 mukarrerât hakkındaki şifreye:
- Mukarrerâtın bütün mevâddına kanaat-i vicdaniye ile muvafakat eylerim. Ancak Elaziz ve Malatya ve civarlarında kasabât, nevâhi ile kurâda henüz Kongre’nin maksadı ve programı hemen umumiyetle mechûl olduğundan hükümet-i merkeziye ile kat’-ı alâka edilmenin hilâfetten ayrılmak, pâdişâhı tanımamak gibi su-i tefsirlere, cahil ahali ve Ekrâd’ı Kürtlük âmâli besleyenler tarafından isyana teşvik edilmeleri gibi birtakım münasebetsizliklere mahal ve meydan bırakacağını zannediyorum. Bu sebeple Elaziz vilâyeti halkının da Kongre’nin maksat ve emelinden haberdâr edilerek hiç olmazsa bir derece tenvîrlerine değin bu hususun tehir edilmesini tensîb buyurulursa muvâfık bulduğunu arz eylerim.
Alay 15 Kumandanı
İlyas
Vesika 90
Gayet aceledir. |
Sivas, 16 Eylül 35 |
Sivas’ta mün’akid Umumî Kongre Heyet-i Temsiliyesi’ne
Kongrece ittihâzı tasavvur edilen tedâbîri hâvi mevâdda karşı düşündüğümüz noktaları ber-vech-i zîr arz ediyoruz.
- Tebliğ buyurulan mevâddın heyet-i mecmuasından memlekette bir idâre-i muvakkate ilân edileceği anlaşılmaktadır.
- İdâre-i muvakkatenin ilânını icap eden esbâb ve mesâil Erzurum ve Sivas Kongreleri mukarrerâtıyla tesbit edilmiş (Erzurum mukarrerâtı madde 4, Sivas Kongresi mukarrerâtı madde 5) ve binâenleyh her iki kongrenin kararlarıyla hükümet-i merkeziyenin memleketimizden bir cüz’ünün terk ve ihmali ıztırârında bulunduğu bir zamanda icrâ edilecek bir tedbirin, şu dakikada ittihâzı kararnamenin yedinci maddesindeki (mukadderât-ı memleket ve milleti kat’iyen tayin ve tesbit edecek vaziyetler için dahi son kat’î kararı Kongre müzakeresiyle ita edebilir) sarahat vechile Umumî Kongre’ye ait bir hak olarak görülmekte ve memleketin, milletin mukadderâtına taalluk eden en ağır ve en ziyade mûcib-i mes’ûliyet bir kararın ittihâzı zamanında kararnamenin mevâdd-ı sâiresine istinâd etmek imkânı görülememekte olduğundan bu cihet hakkında nazar-ı dikkatlerini celp etmeyi bir vazife addeyleriz. Bilhassa hâl-i hazırın on, on beş gün, hatta bir ay kadar daha idâmesi imkânı mevcuttur.
- Memleket, bugün bir sükûn-ı tâm halinde bulunduğundan ve müzaheret-i umumiyeyi tam manasıyla temîn eden bu sükûnu ihlâl edecek en ufak bir haber anavatanda anarşiyi tevlîd eder. Aksi propagandaların ma’kes bulmasına ve belki de erkân-ı umumiyenin zehirlenmesine sebep teşkil edebilir.
- Milletin ma’rûzâtını zât-ı şâhâneye arz ve iblâğ edebilecek vesaili kemâl-i sükûn ve samimiyetle ve tatlı bir şekilde arayarak böyle büyük ve mes’ûliyetli bir işi son bir mürâcaatgâh olarak kabul etmek ve ta’cil etmemek daha muvâfık olur.
- Binâenaleyh âmâl ve tezâhürât-ı milliyeye bir suret-i hainânede karşı durmak isteyen hükümet-i merkeziyeyi vesâit-i sâire-i siyasiye ve idariye ile ıskat edebilmek çarelerini ihzâr etmekle beraber hâl-i hazırın on, on beş gün daha temdîdi suretiyle hükümet-i merkeziyeye son ve kat’î bir mühlet vermek ve bu müddet zarfında ahvâlin ıslahı imkânı bulunamadığı takdirde bütün mes’ûliyeti, hükümet-i merkeziyeyi idâre eden eşhâsa tahmil ederek ve Umumî Kongre’yi ictimâa davet eyleyerek verilecek karar vechile ittihâz-ı tedâbîr eylemek icap edeceği kanaatindeyiz.
- Ma’rûzâtımız vechile Umumî Kongre idâre-i muvakkate kararını kabul eylediği takdirde üçüncü ve dördüncü maddeler hakkındaki ma’rûzâtımız şudur. Memurînin âmâl ve cereyân-ı millîye karşı icra-yı tesir edebilecek aksâmı muayyendir. Bu, bilhassa idâre, inzibat memurlarına münhasır kalabilir. Binâenaleyh bu kararı umumînin –küçük memurların istisnasıyla– yalnız icra-yı tesir ve nüfûz edebilecek memûrîne hasrı lâzım geleceğini zannederiz. Memûrîn ve muhâlifîn hakkında tatbik edilecek tarz-ı hareketin bidayet-i meşrûtiyette olduğu gibi bir şûriş vücuda getirmesi ihtimal haricinde değildir. Binâenaleyh emr-i idâre hakkında ittihâz edilecek kararların pek ciddî bir tahkik ve tetkike istinâd etmesi selâmet-i memleket namına elzem görülmektedir. Bi’l-vesile teyid-i ihtiramat eyleriz.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Sivas Heyeti Merkeziyesi
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle