14 yıl önce aramızdan ayrılan Kazım Koyuncu vefat yıl dönümünde unutulmadı. Karadeniz müziği ile Rock'n…
2005 yılında, henüz 33 yaşındayken akciğer kanseri nedeniyle hayata veda eden Kazım Koyuncu 14. ölüm yıldönümünde anılıyor. Karadeniz müziğinin efsane isimlerinden biri olmayı başaran Kazım Koyuncu Karadeniz türküleri ve kendine özgü tarzıyla gönüllere taht kurmayı başarmıştı.Peki Kazım Koyuncu kimdir? İşte, Kazım Koyuncu’nun hayatına ilişkin merak edilenler…
KAZIM KOYUNCU KİMDİR?
Kâzım Koyuncu (7 Kasım 1971, Artvin – 25 Haziran 2005, İstanbul), geleneksel Karadeniz müziği ile Rock’n’Roll müziği sentezleyerek kendi tarzını yaratan Laz müzisyen. 33 yaşında akciğer kanserinden vefat etmiştir. Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy (Pançol)’da, 7 Kasım 1971 tarihinde doğmuşsa da nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972’dir.
Kazım Koyuncu, Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı ve çocukluğu, “üstadım” dediği, “Kemençeci Yaşar” lakabı ile tanınan Yaşar Turna’nın yanında türkü dinleyerek geçti. İstanbul’a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden siyasi nedenlerle ayrılan Kazım Koyuncu, 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atıldı. 1992’de henüz 20 yaşında iken Ali Elver ile “Dinmeyen” adlı özgün müzik grubunu kuran Kazım Koyuncu’nun profesyonel müzik hayatı başladı. Zamanla Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmışsa da rock’tan kopamayan Kazım Koyuncu, geleneksel Laz halk müziğini rock tabanlı yorumlamaya başladı.
Kazım Koyuncu, 1993'te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurdu. Lazca rock yapma iddiası ile yola çıkan ve 1995’te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998’de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri yaparak bu iddialarını da gerçekleştiren grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live) çıkardıktan sonra 1999 yılında dağılmıştır.
Kazım Koyuncu, tek başına müziğe devam etmiş ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer almıştı. 2001'de Viya! adlı ilk solo albümünü çıkardıktan sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan popüler TV dizisi Gülbeyaz’ın müziklerini yapınca yurt çapında tanınan Kazım Koyuncu, haha sonra Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırladı.
Kazım Koyuncu, Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin de öncülüğünü yaptı, Nisan 2004’te çıkardığı ikinci solo albümü Hayde ile popülaritesini arttırdı.
2004’ün sonlarında Kazım Koyuncu’ya akciğer kanseri teşhisi konuldu ve kanser tedavisi görmeye başladı. 25 Haziran 2005’de, 33 yaşındayken Kazım Koyuncu tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Kazım Koyuncu bir röportajında şöyle diyordu: “Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem”.
Kazım Koyuncu’nun ölümünden sonra 16 şarkının 4 tanesi konser kaydı, 4 tanesi (Dünyada Bir Yerde, Yalnızlığı Anla, Hoşçakal, Yine Burada) demo kayıt, geri kalanı ise farklı albümlerde (Gitarın Asi Çocukları (Anılar Düştü Peşime), Grup Patika/Aşk Beni Büyütmedi (Ayrılık Şarkısı), Seyduna (Hayat), Tuncay Akdoğan/Bir Nehir ki Ömrüm (Darbedar), Dinmeyen/Sisler Bulvarı (Askıda Yaşamak), dizi müziği (Le le le) yer alan Dünyada Bir Yerdeyim albümü Halkevleri tarafından 18 Aralık 2006’da çıkartıldı. Bu albümün geliriyle Kazım Koyuncu Kültür Merkezi çalışmalarına başladı ve halen çeşitli atölye çalışmalarıyla katılımcılarına ücretsiz eğitimler vermeye devam etmektedir. 2008 yılında Kazım Koyuncu’nun hayat hikâyesinin yanı sıra bir kısmı hiçbir yerde yayınlanmamış görüntülerle anlatan yönetmenliğini Ümit Kıvanç’ın yaptığı “Şarkılarla Geçtim Aranızdan” belgeseli 3 DVD halinde yayınlanmıştır.
26 Haziran 2005’te Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenen tören sonrası on binler tarafından Hopa’ya uğurlanan Kazım Koyuncu, 27 Haziran 2005’te, doğduğu köy olan Pançol’da fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında ebedi istirahatgahına konuldu.
“Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar ‘a, ateş hırsızlarına, Ernesto “Çe” Guevara’ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.”
Kazım Koyuncu, çevre sorunlarına hep duyarlı olmuş ve Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı Rize ilinin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destekte bulunmuştur.
Geçtiğimiz günlerde vizyona giren “Yağmur – Kıyamet Çiçeği” adlı filmde, Kazım Koyuncu’nun hayatı anlatılmaktadır.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle