Geleceğin Eğitim Teknolojisi
Yıllarca bilim kurgu filmlerinden takip ettiğimiz birçok teknolojiye, günümüzde uyum sağlamış durumdayız. Peki ya geleceğin eğitim teknolojisinin nasıl olacağını hiç düşündünüz mü? Ülkemiz de ilk olarak 1960 yılında tanıştığımız bilgisayar (IBM 650) şu an bize çok eski bir teknoloji olarak gelse de, o dönem için inanılmaz bir icat olarak tanımlanıyordu. Bilgisayarların gelişmesi ve 1993 yılında internetin hayatımıza girmesi ile ülkemizin teknoloji devrimi de başlamış oldu.
Bilgi Çağı ve Eğitim
21.yüzyıl bilgi çağında teknoloji kullanımı, gelişen internet teknolojileri ile daha geniş kitlelere, bilgiyi hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırsa da, kaliteli eğitim için atılması gereken birçok adım olduğu gerçeğini maalesef değiştirmiyor. Eğitim sistemimizde kullanılan kara tahtalar, tepegözler, eğitim CD’leri gibi materyaller, yerini; akıllı tahtalara, bilgisayarlara ve internete bırakmış gibi görünse de eğitimcilerin geleneksel çözüm arayışları, uyguladıkları yöntem ve teknikler, teknolojinin imkânlarını yeterli kullanamaması, eğitim sistemimiz önündeki en büyük engel olarak durmaya devam ediyor.
Bilgi ve iletişim çağında toplumlar teknolojik gelişmelere ne kadar yakın olur ve uyum sürecini ne kadar hızlı geçerlerse o kadar büyük kar edeceklerdir. Bu gelişmeleri birbirinden ayrılmaması gereken iki kavram olan Eğitim ve Teknoloji alanlarına da hızla entegre ederek, geleceğin eğitim teknolojisini de bir o kadar hızlı geliştirebilirler. Bugün ülkemizde birçok üniversite ve eğitim öğretim kurumunun uzaktan eğitim ile vermiş olduğu eğitimler ile sağladığı diploma ve sertifika, birden fazla uzmanlık alanına sahip yeni nesiller yetişmesine büyük katkı sağlamaktadır.
Teknoloji Alanındaki Hızlı Gelişmeler
Aslında teknolojideki hızlı gelişmeler, tüm bunların önümüzdeki çeyrek yüzyılda bize gerçekleşebileceğini gösteriyor olsa da; bilgiye ulaşmak, bilgiyi aktarmak ve bilgiyi doğru kullanmak yine eğitimcilerin üzerinde durması gereken hassas bir konu olacaktır. Teknoloji bize ne kadar eğitimin işlevlerini ve eğitim sürecini iyileştirmede yardımcı olsa da, kaliteli eğitimin temelinde öncelik her zaman kaliteli bireyler yetiştirmek olmalıdır.
Geleceğin eğitim teknolojisi bizim eğitim anlayışımızı kökünden mi değiştirecek, yoksa kaliteli eğitimin olmazsa olmazı mı olacak? Bunun cevabı tamamen teknolojik gelişmelere yaklaşım tarzımız ve eğitim sorunlarını doğru analiz etmemizle alakalı. Eğer bizler yeni teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, hem kendimizi hem de çocuklarımızı bu gelişmelere daha kısa sürede, doğru biçimde adapte etmeyi başarabilirsek yeni dünyanın bilgi iletişiminde öncü ülkeler arasına girmeyi başarabiliriz. Teknolojiyi takip eden değil, teknolojiyi üreten, ürettiğimiz teknolojiyi hayatın her alanına olduğu gibi eğitim alanına da entegre eden ve bu entegrasyonu uluslararası piyasaya pazarlayabilen bir ülke olmak istiyorsak bilgi çağının gereksinimlerini doğru görmeliyiz.
Teknoloji ve Eğitim Bağlantısı
Bilgi ve iletişim öncüleri olacak Z kuşağı neslimizin, dünyadaki gelişmiş ülkelerde yaşayan diğer yaşıtları ile yarışması için onlara gerekli imkânları sağlamalı, yeni teknolojiler üretmelerini, hayal güçlerinin sınırlarını zorlamalarını öğretmemiz bizlerin başlıca sorumluluğu olmalıdır. Dünyanın durmadığını ve teknolojinin her geçen gün yenilenerek, ihtiyaçlar doğrultusunda yenilendiğini görmelerini sağlamak, internet ve bilgisayar alanlarının doğru kullanıldığı takdirde ne denli faydalar sağladığını anlamalarına çalışmak hepimizin birlikte yürüteceği toplum görevi olmalıdır.
Ses, animasyon, görüntü, çoklu ortam, sosyal medya, mobil uygulamalar vs. gibi her alanda teknolojik eğitim argümanları oluşturmalı, gençlerimizin ilgisini çekecek ve onların daha net anlayacağı şekilde onlara ulaşmayı deneyerek, hem teknolojiyi kullanıp, hem eğitim görebileceklerini onlara göstermeliyiz. Eğitimin sadece okul yaşantısı boyunca alınması gereken bir zorunluluk olmadığını, yaşam boyu eğitimin devam ettiğini, öğrenilen her bilginin hem bizlere hem gelecek nesillere sağlayacağı faydaları net şekilde anlatarak, teknolojinin eğlenceli yanından da faydalanarak aktarmalıyız.
Geleceğin eğitim teknolojisi ne olursa olsun, eğitimin bireyde başladığını, ailede devam ettiğini, okul ve diğer kurumların sadece yardımcı etkenler olduğunu aklımızdan çıkarmadan, her yeni teknolojiye aç bir şekilde yaklaşmalıyız. Öğrenme ve öğretme yaşam boyu devam eden kavramlardır. Hiçbir zaman artık “ben biliyorum”, “öğrendim” dememeliyiz. Sürekli olarak araştırmaya devam ederek yeni şeyler öğrenmeye, bu öğrenimlerimizi teknoloji ile birleştirerek daha faydalı bilgilere çevirmeyi başarabiliriz. Bugün sinema dünyasında izlediğimiz ve kafamızda acaba gerçek mi sorusunu doğuran birçok yeni teknolojinin sahibi bizim çocuklarımız olabilir.
Sizler de bilgi çağının yeni eğitim öncüleri arasına katılmak, kendinizi geliştirerek çevrenize, ülkenize ve dünyaya faydalı bireyler olmak istiyorsanız, İstanbul İşletme Enstitüsünün ücretsiz sertifika programları ile evinizden, ofisinizden, kısacası mobil olarak erişebildiğiniz her noktadan, istediğiniz alanda ücretsiz veya ücretli eğitimler alabilirsiniz.
Yazar: Ceyhun Çevik
Kaynak : İstanbul İşletme Ensitüsü
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle