Doğal ürünlerle hazırlanan masum görünen cilt maskelerine dikkat
Dermatoloji Uzmanı Dr. Seda Erdoğan, ergenlik döneminin önemli bir sorunu olan akne (sivilce) tedavisi için internet ortamında uzman olmayan kişilerce pek çok doğal maske tarifi verildiğini belirterek, bu tariflere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Sivilceleri yok etmek için önerilen limon, yoğurt, diş macunu, sabun köpüğü gibi ürünleri cilde sürmenin çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını belirten Dr. Erdoğan, bu tip tariflerin cildin florasının bozulmasına, enfeksiyonların artmasına, alerji gelişmesine ve kalıcı lekelenmelere neden olabileceğine dikkat çekti.
Dr. Seda Erdoğan, ergenlik döneminin kabusu olarak bilinen akne sorununun erişkin dönemde de sık görülen bir rahatsızlık olduğunu belirtti. Dış görünüşü bozan aknelerin özgüven eksikliği ve psikolojik sorunlara neden olabildiğini aktaran Dr. Erdoğan, yetişkinlerin bu sorunla daha kolay mücadele edebilirken, 12-18 yaş aralığındaki çocuk ve gençlerin zorlu bir süreç geçirebildiklerini söyledi. Aknelerin çoğu zaman çeşitli yöntemlerle yok edilmeye çalışılırken daha kalıcı hale gelebildiğine dikkat çeken Dr. Erdoğan, akne sorunu olanların mutlaka bir dermatologa başvurması gerektiğini ifade etti.
ÖMÜR BOYU KALICI İZLER BIRAKABİLİR
Dermatologun muayene ve gerekirse kan tetkiklerini yapmasının ardından aknenin nedeninin saptanabileceğini belirten Dr. Erdoğan, “Takip eden süreçte ise amacımız aknenin sebebine yönelik tedavilerle birlikte elimizi çabuk tutup leke veya iz kalmadan olayı çözmek olmalıdır. Aknelerden kurtulmak için kulaktan dolma bilgileri denemek başarısızlıkla sonuçlanabilir. Doğru tedavi uygulanması, sonrasında iz kalmaması son derece önemlidir. Akneler eğer doğru zamanda tanı konup tedavi edilmezse ömür boyu kalıcı izler bırakabilir" dedi. Beslenme yanlışları, stres ve yoğun kapatıcı makyajın sonucunda akne gelişebildiğine dikkat çeken Dr. Erdoğan, yanlış cilt bakımı uygulamaları ve cilt tipine uygun olmayan kremlerin de akneye neden olabildiğini kaydetti.
ERGENLİK DÖNEMİNDE ‘GEÇER’ DİYE ÖNEMSENMİYOR
Aknenin şiddeti ve kişinin cilt tipinin kalıcı izlere neden olabildiğini de sözlerine ekleyen Dr. Erdoğan, hep aynı bölgede çıkan hafif-orta şiddetli aknelerin tedavi gecikirse o bölgede iz kalmasına neden olabileceği gibi çok derin yerleşimli ve mercimekten büyük aknelerin de iz bırakabildiğini söyledi. Dr. Erdoğan, “Sivilceli bölgenin sürekli ve kontrolsüz bir şekilde sıkılması, patlatılması, tırnaklanması ve oynanması iz kalmasına neden olur. Sıkılan sivilceler derine doğru inerek daha yangılı ve iz bırakan sivilcelere dönüşür" şeklinde konuştu. Aknelerin ergenlik çağında ‘Geçer’ diye düşünülerek önemsenmediğini de hatırlatan Dr. Erdoğan, uzun süre tedavisiz bırakılan hafif ve orta şiddetli aknelerin bu nedenle iz bırakabildiğini ifade etti.
RAFİNE KARBONHİDRATTAN UZAK DURULMALI
Akne şikayeti olanların fazla rafine karbonhidrat tüketme eğiliminde olduğuna dikkat çeken Dr. Erdoğan, bu gıdaları ise beyaz un ile yapılan ekmek, makarna, tatlı ve hamur işleri, beyaz pirinç, nişasta, asitli ve şekerli içecekler, toz şeker, akçaağaç şurubu, bal veya agave gibi tatlandırıcılar, kızartma, hamburger gibi fastfood gıdalar şeklinde sıraladı.
AKNE OLUŞUMUNU TETİKLİYOR
Az su içilmesi, aşırı çay ve kahve tüketiminin de akne oluşumunu tetiklediğini belirten Dr. Erdoğan, “Çok yağlı, akne oluşumuna meyilli ciltlerde kök tohumlar olan fındık, fıstık, badem kaju, çekirdek ve avakado tüketimi de akne gelişmesine yol açarö dedi. Dr. Erdoğan ayrıca diyet süt ve süt ürünlerinin de akne gelişimini tetikleyebileceği ve var olan akneyi kötüleştirebileceğine dair araştırmaların da bulunduğunu kaydetti.
SADECE DOĞAL YÖNTEMLERLE AKNE TEDAVİSİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Dijital ortamda uzman olmayan kişilerin 'Sivilce nasıl geçer?' sorusuna yanıt olarak sadece doğal yöntemlerle sivilcenin nasıl geçeceğine ilişkin önerilerinin dikkate alınmaması gerektiğini söyleyen Dr. Erdoğan, şu uyarılarda bulundu:
“Bir günde sivilcenin evde kullanılan maskelerle geçebileceğine, sivilce lekelerinin sadece doğal yöntemlerle silinebileceği dair açıklamalara itibar edilmemelidir. Uzman olmayan kişiler tarafından sivilceleri yok etmek için önerilen limon, yoğurt, diş macunu, sabun köpüğü sürerek saatlerce beklemek gibi uygulamalar doğru tedavi yöntemleri değildir. Bu tür uygulamalar, cildin florasının bozulmasına ve enfeksiyonların artmasına, kalıcı lekelenmelere neden olabileceği gibi deride alerjik reaksiyonlara, sivilcelerin artmasına ve iz bırakmasına da yol açabilir. Doğal yöntemlerle tedavisi geciktirilen aknelerin iz bırakma potansiyeli artar."
İZ BIRAKAN AKNELER İÇİN TEKNOLOJİK TEDAVİLER
Gelişen teknolojinin yardımıyla akne izleri tedavisinde birçok alternatif bulunduğunu anlatan Dr. Erdoğan, hangi tedavinin kaç seans uygun olacağına bir dermatoloji hekiminin karar verebileceğini belirtti. Kişinin cilt rengi, izlerin derinliği ve oluşan doku hasarı oranına göre tedavi uygulandığını ifade eden Dr. Erdoğan, şunları söyledi:
“Akneler iyileşirken sadece yüzeysel kahverengi lekeler bırakmışsa cilt yenileyici bazı kremler işe yarayacaktır. Ek olarak meyve asitleri kullanılarak yapılan kimyasal peeling tedavisi cildin üst tabakasını soyarak akne sonrası kalan lekeleri ortadan kaldırır. Orta derinlikte bir hasar oluşmuş ve ciltte çukur izler kalmışsa dermapen ve altın iğneli radyofrekans gibi mikroiğneleme teknikleri ile ciltte mikrokanallar açılarak cildin iz kalan alanlardaki fonksiyonlarını yitirmiş hücreleri hasarlanır ve doğal yara iyileşmesiyle sağlıklı hücrelerinin bu bölgeye göçü tetiklenerek iyileşme süreci başlatılır."
ÇOK DERİN İZLERİN DE ÇARESİ VAR
PRP tedavisiyle de kandaki büyüme faktörlerinden zengin hücreler toplanarak çok ince iğnelerle hasarlı cilde uygulandığını ifade eden Dr. Erdoğan, “Bununla cildin yenilenmesi ve izlerin tedavisi sağlanacaktır. Tekrarlayan uygulamalarla ciltteki izler zamanla kaybolur" dedi. Çok derin izler, çukurlar ve yıllardır var olan sivilce lekelerinde ise cildin daha alt tabakalarının yenilendiği bir tedavi uygulandığını kaydeden Dr. Erdoğan, “Bu amaçla, fraksiyonel lazer ve iğneli radyofrekans sistemleri kullanılarak cildin üst tabakası soyularak yenilenirken bir yandan da cildin alt tabakalarında kollajen sentezi ve yeni hücre yapımı uyarılır. Çok derin çukurlarda ise dolgu maddelerinin yardımı ile çukurların derinliği azaltılır" şeklinde konuştu.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle