Değerlerinizi gözden geçirin ve hayatınızda değişiklik yapın.
Günaydın hepinize sevgili yol arkadaşlarım,
Dünden beri bazı konularda zorlandığınızı biliyorum. Dün zor bir gün geçirmiş olabilirsiniz. Bugün ve hafta sonu da zorlayıcı düşünce ve duygularla baş etmeniz gerekebilir. Olması gereken olacak. Paniklemeyin sadece anlamaya çalışın. Dün akşam sizlere yaptığım canlı yayında bundan söz ettim. Olayların özetini çıkartabilmeyi ve tekrar okumayı başarın. Bir okuyucum şu şekilde mail atmış. Çok hoşuma gitti.
“Aygül Hanım yazınızı okuyunca kafam karışıyor. Sonra bir daha dönüp okuma ihtiyacı hissediyorum. Sonra tüm gün düşünmek zorunda kalıyorum. İlk önceleri kafam karışıyor diye okumak istemiyordum ama bu garip bir karışıklık oluyordu. Ben matematik öğretmeniyim. Sizin yazılarınızda inanılmaz bir matematik var. Problem içinde, çözüm içinde, biri beni anlıyor ama gözümüzün içine bakan bir öğretmen gibi benden sonuç bekliyor”
Bu yukarıdaki cümleleri övgü olarak kendime paylaşmadığımı biliyorsunuzdur. Bu bakış açısında bir eğitimcinin yaptığı bu değerli yorum öyle önemli ki…
Şöyle açıklayayım konuyu: Ben gerçekten yazının girişine 4 ekliyorsam-sonuçtan 4 çıkartmaya çalışıyorum. Yani yazı bittiğinde sizi sıfırlaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun keşfedilmesi muhteşemdi. Çok etkilendim. Teşekkür ediyorum hocam.
Bir yol arkadaşımızda şunu merak etmiş. Belki hepiniz merak etmişsinizdir diye paylaşayım:
“Dünkü yazınızda Satürn tekrar oğlak burcuna dönüyor.2 Temmuz ve 17 aralık arasında burada ilerleyecek. Sonra artık bir daha bu noktaya gelmeyecek demişsiniz, bunu biraz daha açmanızı rica edebilir miyim?
Olumlu ve olumsuz etkileri ne yönde belirgin olacaktır? Satürn tekrar bu noktaya gelmeyecek olmasını iyi olumlu düşünmek istiyorum. Genelde pozitif birisiyimdir.
2 Temmuz- 17 aralık zaman dilimini bu bağlamda nasıl değerlendirmemizi tavsiye edebilirsiniz?”
Bu süreç bizi 2018 Kasım ayında başlayan 2019 şubat ayında yükselen ve 2020 ocak aylarında belirginleşip yarıda kalan bazı konuları tekrar önümüze getirebilir. Bu süreçte hayatınızda başlayan ve sizi yoran bazı konulara karşı artık daha net kararlarla yaklaşacağınız özel bir süreç olacak. Bu süreç tabii ki verdiğim tarihlerden daha farklı olarak sonuç odaklı olmanıza yardımcı olacak.
Nasıl mı?
Çünkü bu süreçte Mars Koç burcunda hareket edecek. Sanki hakkınızı almaya ve gerçek olan şeyleri kazanabilmeniz için size fırsatlar sunacak. Tabii ki olumlu düşünün ve olumlu olmak için gayret gösterin.
Ne olursa olsun arkadaşlar, şu an belki ilaç kullanıyorsunuz.
Belki depresyondasınız.
Ya da gerçekten mutsuzluktan ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Ruhsal anlamda hastalanmamak için sınırlarda olabilirsiniz.
Lütfen ve lütfen sizden tek bir ricam var.
Değerlerinizi gözden geçirin ve hayatınızda değişiklik yapın.
Bir yerde hata yapıyor olabilirsiniz. İlaç içmek zorunda olsanız da ya da tüm gün yatak döşekte yatsanız bunların hepsi kendinize zarar. Arkadaşlarınız, aileniz ancak size ilaçlarınızı verir, sırtınızı sıvazlar ve kendilerine bulaşmayın diye uyumanızı isterler. Çünkü yaşamı size teknik olarak kimse açıklayamaz. Siz buna yalnızlık, özgürlük, hırçınlık isimleri takarsınız. Uğradığınız haksızlıklara karşı yataklarda yatıp ilaç kullanmak karşı tarafı cezalandırmak gibi gelir. Çünkü eyleme geçmek sizi ürkütür. Zaten başarısız olmuşsunuzdur ve birde eyleme geçip ikinci kez başarısız olmayı kabul etmek yerine kendinizi uyutmayı seçersiniz. Çünkü bize büyürken başarısızlığın büyük bir kazanım olduğunu öğretmediler. Bu sizin kendi kendinize yaptığınız mutsuzluktur. Çünkü böyle olmak bir şekilde kolaydır. Çevreden ilgi gördüğünüzü sanırsınız ama halbuki sadece güçsüzlüğünüzü konuşurlar.
Depresyon bir yapamama halidir. Eyleme geçememe halidir. Ne değeri düşünürsün ne de başka bir durumu. Olmuyordur yani. Denemişsindir defalarca olmamıştır ve olma umudunda yoktur. Ben size sabah kadar değerlerini gözden geçir ya da değişiklik yap diyeyim. Olmayınca olmuyordur. Âmâ şunu bilmenizi isterim. Bu durumdan çıkabilirsiniz. Bunu da sadece kendiniz yapabilirsiniz. Özellikle Mars Koç sizi eyleme geçirmekte ve kendinizi daha güçlü hissettirmeye açık olacaktır. Kimse güçlü insana sevgi ve ilgi göstermiyor arkadaşlar. Güçlü görünen ve mutlu insanların daha çok sevgiye, ilgiye ihtiyaçları var aslında. Onları sürekli kendileri ile başa çıkıyor sanırsınız. İlgi ve sevgi görmek isteyince içe çekiliriz. Çünkü bunu kendimizde yeteri kadar bulamayız. Bu depresyonun ne başlangıcı ne bitişi anlaşılır. Hayatınızda tüm sağlıksız ilişkileri kesmenize rağmen ya da kendi kendinize yenilikler elde etmeniz rağmen bir şeyler ters gidiyor olabilir. Bilmeden de yaşayabilirsiniz. Çevrenizdeki insanlar sizlerin dönemsel sıkıntılarınızı depresyon zannedip sonra yendiğinizi düşünebilir. Aslında bu durum sizin o anlık aştığınız bir şey de olabilir. Depresyonu çevremizde insanlar bir şımarıklıkmış gibi görebiliyor. Kimseyi suçlamayın. En önemlisi kendinizi suçlamayın. Sizin durumunuzu kabul edip size destek olan insanlar bu dönemde karşınıza çıkacaktır. Kendi başınıza bu işten çıkamayacağınızı anlıyorsanız psikiyatrist ya da bir psikolog dan yardım alın. Bundan çekinmeyin.
Ortaokulda 1 gün depresyona girmiştim günü hiç unutmuyorum. Annemle babam arasında her zamanki gibi bir problem vardı ve ben bunu taşımakta çok zorlanıyordum. Yani sorsanız problem problem değil de işte…
Yatağa gittim yattım. Hiç ağlamadım. Sanırım başaramayacağım diye düşündüm daha fazla.
Sonra birkaç saat sonra ateşim çıktı. 39’a kadar geldi. Üstümü soydular. Salona uzandım. Herkes bir panik oldu. Çünkü bir şey yoktu, Birden oldu. Çok şaşırtıcıydı. O gün amcam Adana’dan bize gelecekti. Amcam çocukluğumun renkli bir yerinde durur. Çok zeki ve algıları açık biridir. Zaten bir doktor. İnanılmaz bir kavrama yeteneği vardır. O gün Adana’dan gelecekti. İçimde minicik bir sevinç oldu ama o bile kesmedi. Annem babam üşüttüğümü sanıyordu. Doğru kafayı üşütmüştüm. Neyse duşa sokmak istediler. Suyu görmek bile istemedim. Çok ağladığımı biliyorum. Suya girmem dedim. Ateş düşürücü, sirkeli su filan derken düştü ateş. Amcam geldi akşam. Yanıma oturdu ve sarıldı. Dedim amca hastayım sarılma. Olsun bende doktorum dedi. Kötü kokuyor gibiydim ve utandım. Sirkeli kokuyorum. Terlemişim ve sudan nefret ediyorum. Evdeki problemleri gördü. Bana neye üzüldüğümü sordu. Babama anlatır diye korktum. Yok bir şey dedim. Sonra bana duş almam konusunda ısrar etti. Hayır dedim. Çünkü böyle cezalandırmak istiyordum. Kimin umurundaydı kimsenin…
Bana direk kimseyi böyle cezalandıramazsın dedi. Şaşırtıcı geldi.
Şimdi duşa git gir, mis gibi kok ve bunların geçeceğini düşün dedi.
Bunlar problem değil. Bunlar seni daha iyi yapması için oluyor.
Hadi bakalım kalk, şimdi güzel bir duş al ve balkonda seni bekliyorum çay içeceğiz dedi. Satranç oynayalım kim yenecek bakalım dedi.
Evet, kalktım duş aldım. Mis gibi kıyafetler giydim. Biri bana yapabilirsin dedi çünkü…
Dün marketten her zamankinden farklı bir el sabunu aldım. Az önce onu açtım. Elimi yıkadım. Kahve yaptım. Yazıyı yazmak için masa başına geldim. Gökyüzüne baktım ve elimi çeneme koydum.
Oda ne?
Elimde bir koku var.
Müthiş güzel bir koku.
Çok tanıdık geliyor, bu koku…
Gözümü kapattım, avucumu iyice içime çekerek kokladım.
O gün, işte tam o yer ve o saat.
Minicik bir kız çocuğuyken yaşadığım önemsiz ve kısa o ayağa kalkış hikayesi. Depresyona girmek istediğim ve herkesin sevgisini, ilgisini üzerimde hissetmek istediğim başaramadığımı düşündüğüm o an. Bulunduğun koşulu ve mutsuzluğu değiştiremediğin o an.
Dememiz o ki; Yapabilirsiniz….
Ve oluşturduğunuz her gün ve yaşadığınız her olay aslında gelecek için bir güçlenme biçimi. Yaşadıklarınızı anlamak için ve ayağa kalkmak için nedenler aramayın. En büyük sebep “yaşamak”. Yaşamaktan korkmayın.
Ve en önemlisi…
Ah çocukluk…
Belki o gün o sorunlar olmasaydı ve ben onlarla büyümeseydim. Bugün başka sorunları anlamak için zorlanıyor olacaktım. Onları yaşadığım için çok mutluyum. Öyle teşekkür ediyorum ki… Bir de bir konu daha var...
Çocukluk denen bahçenizde açan çiçeklerin kokusuyla ilerlersiniz…
Mutlu günler dilerim…
kaynak: hurriyet.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle