Cilt lekeleri için hangi bölüm/doktora gidilir?
"Leke", ciltte oluşan her türlü izi ifade eden geniş bir terimdir ve çok sayıda leke türü vardır. Cilt lekelerine yol açan etkenlerin başında güneş ışınları gelmekte. Yaşla birlikte oluşan kahverengi lekelerin yanı sıra, gebelik, sivilce lekeleri de sıklıkla gözlenmektedir. Birbirinden farklı oluşumları olan lekelerden kurtulmak da mümkün. Peki, cilt lekeleri için hangi bölüm/doktora gidilir? Merak edilen tüm detaylar haberimizde…
Aşırı güneşe maruz kalma, hormonal değişiklikler, bazı enfeksiyonlar ve stres, lekelerin gelişiminde birincil katkıda bulunan faktörlerden bazılarıdır. Altta yatan duruma bağlı olarak bazıları kendi kendine yok olurken bazıları tedaviye ihtiyaç duyar. Peki, cilt lekeleri için hangi bölüm/doktora gidilir? Bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik.
CİLT LEKELERİ İÇİN HANGİ BÖLÜM/DOKTORA GİDİLİR?
Cilt lekeleri şikayeti olanların Dermatoloji (Deri Hastalıkları – Cildiye) bölümüne başvurmaları gerekir. Uzman hekim öncelikle lekenin rengini, oluşumunu inceleyerek lekeye teşhis koyabilmek adına gerekli görüntüleme ve gerekirse patolojik incelemeleri sağlayarak buna uygun tedavileri sunacaktır.
CİLT LEKESİ NEDİR?
Leke, derideki herhangi bir iz için kullanılan terimdir. Aşırı güneşe maruz kalma, hormonal değişiklikler, genetik faktörler, beslenme bozuklukları, bazı enfeksiyonlar ve stres lekelerin gelişimine katkıda bulunan etkenlerden bazılarıdır. Bazı lekeler acil tıbbi tedavi gerektiren cilt kanseri gibi altta yatan daha ciddi bir durumun göstergesi olabilir. Çok sayıda leke türü vardır.
Bunlar:
– Yaş lekeleri: Karaciğer veya yaşlılık lekeleri olarak da adlandırılan lentijinler genellikle 5-20 mm çapında düz, iyi huylu lezyonlardır. Bu lekeler, kahverengiden siyaha kadar değişebilir ve genellikle tekrar tekrar güneşe maruz kalmadan kaynaklı olarak orta yaşlarda ortaya çıkar.
– Melazma: Bazen kloazma olarak da adlandırılan melazma, genellikle yüzde kahverengi lekelerin görüldüğü bir durumdur. Genellikle hormonal değişikliklerle tetiklenirler ve sıklıkla bu nedenle hamile kadınlarda görülürler.
– Doğum lekeleri: Doğum lekeleri, normalde doğumda bulunan cildimizdeki renkli lekelerdir. Bazen bu lekeler kırmızı renkte olabilir. Bu durumdaki lekeler, genellikle “vasküler doğum lekesi” dir. Doğum lekeleri derideki anormal kan damarlarından kaynaklanır. Diğer ana doğum lekesi türüne “pigmentli doğum lekesi” denir. Bu tür doğum lekesi doğumda bulunur ve genellikle kahverengi, siyah veya mavimsi gri renklidir.
– Hemanjiyomlar: Kan damarlarının kümelenmesiyle oluşan iyi huylu lekelerdir. Genellikle deride veya bazen iç organlarda, özellikle karaciğerde görünürler. Normalde doğumda bulunurlar ve nadiren semptomlara neden olurlar.
– Seboreik Dermatit: Kırmızı, kaşıntılı ve pullu döküntülerin tipik olarak kafa derisi üzerinde ve aynı zamanda vücudun diğer bölgelerinde geliştiği bir cilt rahatsızlığıdır. Genellikle psoriazis, egzama veya alerjik reaksiyondan kaynaklanan döküntülere benzemektedir. Kızarıklık bulaşıcı değildir, ancak genellikle uzun süreli bir durumdur.
– Vitiligo: Derinin beyaz lekeler oluşturduğu bir hastalıktır. Melanosit hücreleri melanin üretmeyi bıraktığında ya da işlevlerini kaybettiklerinde ortaya çıkar. Durumun nedenleri belirsizdir, ancak otoimmün bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Her yaşta ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Bazen beyaz yamalar vücudun her tarafına yayılır ve ilerleyen zamanlarda aynı büyüklükte kalırlar. Vitiligo genellikle, zamanla daha büyük bir yamaya dönüşür ya da deri üzerinde küçük soluk bir nokta olarak görülür. Vitiligo genellikle zararsızdır ve bulaşıcı değildir, ancak kozmetik görünümü, vitiligodan muzdarip olan kişilerde duygusal ve psikolojik sıkıntıya neden olabilir.
– Albinizm: Hipoigmentasyonun bir başka aşırı şeklidir ve melanin üretiminde gerekli olan enzim olan tirozinazın yokluğuna veya yokluğuna bağlı olarak deri, saç ve gözlerdeki pigmentasyonun kısmen veya tamamen yok olmasına neden olur. Dünyada her 17.000 kişiden birinde görüldüğü tahmin edilmektedir. Doğumda tüm ırkları etkileyen bir genetik bozukluktur. Albinizm, melanin üretiminden sorumlu bir veya birkaç gendeki bir kusurdan kaynaklanır.
– Akne: Akne, sebum (yağ), bakteri veya kir saç foliküllerini tıkadığında ortaya çıkar. Akne bazen ciltte koyu lekeler veya yara izi bırakabilir.
– Dermatit: Dermatit, cildin iltihaplanmasıdır. Genellikle kaşıntılı bir döküntü ile şişmeye neden olur.
– Egzama: Egzama kişiden kişiye değişen ve birçok farklı biçimde ortaya çıkan bireysel bir hastalıktır. Hastalık bulaşıcı değildir. Hafif egzama vakalarında, cilt kuru, pullu, kırmızı ve kaşıntılıdır. Daha şiddetli vakalarda, deride döküntü, kabuklanma ve kanama meydana gelir. Sürekli kaşıma cildin parçalanmasına ve kanamasına neden olur. Bu durumda, cildi enfeksiyona açık bırakır.
– Sedef hastalığı: Bu, cilt hücrelerinin büyümesini hızlandıran kronik, otoimmün bir cilt hastalığıdır.
– Mantar enfeksiyonları: Bir mantarın neden olduğu cilt veya tırnakların enfeksiyonu
– Siğiller: Bunlar bir virüs cildin üst tabakasını etkilediğinde ortaya çıkan bulaşıcı, iyi huylu cilt büyümeleridir
– Uçuk: Herpes simpleks virüsünün neden olduğu ağız yakınında iltihaplı kabarcık
– Cilt kanseri: Cilt hücrelerinin kontrolsüz büyümesidir. Cilt kanserleri görünüm ve renk olarak değişebilir. Bazı cilt kanseri formları, düzensiz sınırları olan koyu benlere benzemektedir. Diğerleri sarı kabuklara veya kabarık kırmızı yumrulara benzer.
Kaynak: .sozcu.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle