Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
Baki
Sakura

Mahmut Abdülbaki - Osmanlı şair

Bâkî, asıl adı Mahmud Abdülbâkî, (d. 1526 - ö. 7 Nisan 1600), Osmanlı şair.

Baki, Divan edebiyatı şâiri olup, "Sultanüş'şuâra" (Şairler sultanı) olarak anılmış, Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almıştır. Medine ve İstanbul illerinde kadılık yapmış, Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde kazaskerlik görevinde bulunmuştur

 

1526 yılında İstanbul'da doğan Bâki'nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki'dir. Aslında fakir bir ailenin çocuğu idi, babası müezzinlik yapıyordu. Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Baki'nin "saraç" (koşum ve eyer takımları yapan ya da satan kimse) çıraklığı değil, "serac" (camilerde kandillerin yakılmasından sorumlu kimse) çıraklığı yaptığını iddia etmiş ve eski imlası aynı olan iki kelimenin yanlış okunmasının yol açtığı hataya işaret etmiştir. Eskiden kandillerin camilerde yegane aydınlatma aracı olduğu göz önünde tutulursa, özellikle çok sayıda kandilin bulunduğu büyük camilerde seraclık önemli bir görevdi. Baki'nin babasının Fatih Camii'nde müezzinlik yaptığı anımsanırsa, kendisinin de aynı camide serac çırağı olması ihtimali gerçekten kuvvetlidir. Nitekim pek çok akademisyen şairin saraç çıraklığı değil, serac çıraklığı yapmış olduğu görüşünü daha doğru bulmaktadır.

Eğitime, ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye başlanınca ailesi medreseye devam etmesine izin vermiştir, zira başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi. Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerinden ders almıştır. Eğitimi boyunca şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin ünü de yavaşça yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul'a getirtilen şair, hayatı boyunca çeşitli dönemlerde devlet hizmetinde bulundu; kadılık, kazaskerlik gibi makamlarda görev yaptı. Yaşlılığında Şeyhülislam olmak isteyen Baki, bu makama getirilmemiş. 7 Nisan 1600 tarihinde, İstanbul'da öldü.

Bâki'nin Saray'a hep bir yakınlığı olmuştur. Özellikle Kanunî Sultan Süleyman ile yakın ilişkileri olmuş, padişah sık sık kendisine iltifat etmiştir. Daha sonra II. Selim ve III. Murat zamanlarında da hem saraydan hem halktan büyük bir itibar ve ilgi görmüştür. Vefatından önce bu kadar ilgi ve alâka gören sanatçı sayısı azdır, o ise vefat etmeden "Sultanüş'şuâra" yani "Şairlerin Sultanı" diye anılmaya başlamıştır.

 

Çalışmaları

Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde kullandığı temalara yansımıştır. Aşk, yaşamanın zevki ve doğa şiirlerinin başlıca konularıdır. Tekniği güçlüdür, şiirlerinde yakaladığı ahenk ve akıcılık farklıdır. Dil kullanımında çok yeteneklidir. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini başarıyla kullanmıştır. Ahenk ve musikiye önem vermiş;söz seçiminde titiz davranmıştır. Genellikle din dışı konuları işlemiştir. Şiirlerinin oluşturduğu tını, musiki de şiirlerinin farklı bir özelliğidir. Türk, Divan şiirinin dönemin ünlü akımları ve eserleri seviyesine ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur. Eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdığı "Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" isimli Kanuni mersiyesidir. Bu mersiye terkib-i bend şeklinde yazılmış; hem teknik olarak güçlü yapısı hem de ahengi ve dönemin ruhunu, özellikle edebiyat tarzını, güzel bir şekilde ifade ettiği için en ünlü mersiyelerden birisi olmuştur.

 

Başlıca eserleri

  • Dîkhvân (4508 beyitlik, en önemli eseri)
  • Fazâ'ilü'l-Cihad
  • Fazâil'i-Mekke
  • Hadîs-i Erbain Tercümesi
  • Kanuni Mersiyesi

 

Gazelleri

  • Kanuni Mersiyesi
  • Güzellikte Sen Muhteşem...Hüzünde Ben...
  • Aşk Sultanının Fermanlı Kölesi
  • Naz Sana, Niyaz Bize Ey Sevgili!..
  • Ayağının Toprağına Yıldızlar Dökülen Sevgili...
  • Yedi İklim Dört Köşe...
  • Aşk Fenini Üstadı
  • Gel Ey Saki!..
  • Hem Vallahi, Hem Billahi...
  • Güzeller Seyrine Varalım, Bayram Bugün!..
  • Mevki ve Makam; Çer ve Çöp...
  • Ezelden şâh-ı aşkın bende-i fermânıyüz cânâ
  • Fermân-ı aşka cân iledir inkıyadımız
  • Câme-hâb ol âfeti aldıkça tenhâ koynuna
  • Lebini âl ile öpmüş ola mı peymâne
  • Yârdan Cevr ü Cefâ Lûtf u Kerem Gibi Gelür
Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi