Kiraz mevsimi açıldı. İlk yerli kirazlar sofralarımızı süslerken, sofralarımızı ve damak tadımızı da…
Napolyon’un Bursa’da yetişen kirazla nasıl bir akrabalığı var? Tohumundan mı? Bu konunun Fransa ile nasıl bir ilişkisi olabilir? Doğma büyüme Bursalı olarak sebebini bilmeliyiz elbette.
Hiçbirisi değilmiş..
Bursa kirazının Napolyon kirazı ile anılmasının sebebi, diğer ismi Ulubat Gölü olan Apolyont Gölü’nden gelmektedir. Apolyont Gölü bir tarafı kirazıyla meşhur Mustafakemalpaşa’nın köyleri, diğer tarafıyla Nilüfer İlçesi’nin Fadıllı, Ayvaköy gibi köyleriyle çevrilidir. Etrafındaki köylerin kirazları çok meşhur olduğu, bu bölgede yetiştiği için ‘Apolyont Kirazı’ diyerek anılmıştır ilk başlarda...
Sonrasında biraz pazarcı esnafının cinlikleriyle, biraz da her işte olduğu gibi elimizdeki varlıklara sahip çıkmama alışkanlığımızla ‘Apolyont Kirazı’ bir bakmışız Napolyon Kirazı oluvermiş. Apolyont’u benimseyemeyen pazarcı esnafı Napolyon’u kırk yıllık ahbabı gibi görmüş olmalı ki, Apolyont Kirazı’na Napolyon Kirazı ismini uygun (!) bulmuş.
Kendi şehrimizi markalaştıracağız, kendi köyümüzü, beldemizi marka yapacağız, dünyaya duyuracağız derken elin Napolyonu’nu reklam yapmışız, yapmaya devam ederiz kendi ağzımızla.
Yok mu Bursa markalarına sahip çıkacak, bunu anlatacak kimseler? Milli olmak, yerel değerlere sahip çıkmak için daha ne duruyoruz bilemiyorum...
ULUDAĞ ÇİLEĞİNE NE OLDU?
Peki çocukluğumuzdan bildiğimiz mis gibi kokan Uludağ çileği (Tioga) ve Aksu Köyü çileği ne oldu? Kayboldu gitti. Antalya’dan gelen içi bembeyaz sera çileklerinin yerini tutar mı hiç?
BTSO’nun başarılı iş insanı Murat Bayazit, bu konuda yaptığı çalışmaları ve Uludağ çileğinin hazin sonunu dile getirdi geçenlerde. Yıllarını meyveciliğe, Bursa meyvelerinin yurt dışı pazarlarına ulaştırılmasına adamış Murat Bayazıt :
‘’Endüstriyel çilek denilince dünyada en iyi bilinen Tioga (Uludağ Çileği) kendine has yoğun kokusu, eşsiz aroması, küçük ve orta büyüklükte oluşu ile her zaman talep gören ve her zaman daha fazla ödenerek satın alınan, değerini bizden çok Avrupalı sanayicilerin bildiği bir çileğimizdi. Çileğimizdi diyorum çünkü kayıtlarda 2004 yılında 20 bin tonun üzerinde ihracatı görünen bu çilek bugün bitme noktasına geldi. Bugün aldığım bilgilere göre de 500 ton çilek belki var belki de yok. 5 yıl önce başlattığımız çabalar maalesef karşılık bulmadı” diyerek Uludağ çileğin hazin sonunu bizlerle paylaştı.
BURSA GIDANIN BAŞKENTİ
“Bursa gastronomi şehridir” söylemini hep tekrar ediyorum. Bursa yetişen benzersiz meyve sebzeleriyle Türkiye’nin damak tadıdır. Bursa’nın yüz ölçümünün yüzde 32’si tarım alanıdır, Bursa’nın 344 bin 516 hektar alanında tarım yapılmaktadır.
Bursa’nın ilk 10 tarım ürünü listesinde yer alan armut 8 bin 377 hektar alanda 178 bin 411 ton üretilirken, şeftali ise 6 bin 774 hektar alanda 77 bin 941 ton üretilmektedir. Sonrasında dünyaca ünlü ‘kara incirimiz, çilek ve kiraz (Napolyon değil Apolyont ) gelmektedir.
Bursa üretim miktarlarına göre Türkiye’de liderliğini üstlendiği meyvelere sahiptir.
Ahududumuz da bir başka şampiyonumuzdur. 4 bin 989 ton üretim ile Türkiye toplam üretiminin yüzde 97’si Bursa’da gerçekleşmektedir.
Yine böğürtlen de 2 bin 255 ton ile Türkiye toplam üretiminin yüzde 82’si Bursa’da üretmektedir. Armutta da 188 bin 754 ton ile Türkiye toplam armut üretiminin yüzde 37,5 ‘i Bursa’ya aittir.
Maalesef Ağaköy’de yetişen armut Gürsu Armudu, Ağaköy Armudu diye bilinmesi gerekirken, hazin bir hikayesi ile Deveci Armut diye biliriz. (Bunu ayrıca bir başka hafta ele alacağım)
Mutfaklarımızda, yemeklerimize lezzet katan sebzelerimizden bezelyede, salçalık domateste, Brüksel lahanada (Bu Brüksel takıntısını da anlamam), pırasa ve semiz otunda da Türkiye üretimi sıralamasında birinci sıradadır. Bursa ayrıca, ayva, sofralık zeytin, erik, dolmalık biber üretiminde ise, Türkiye üretimi sıralamasında ikinci sıradadır.
Coğrafi işaret için başvuruda bulunulan Hasanağa Enginarı da meşhurlar listesinde olup, toplam üretimde İzmir’den sonra gelmektedir.
Bursa en fazla biberi, inciri, kirazını yurt dışına ihraç etmektedir. Bursa tarımsal üretimiyle yurt dışına ihracattan yılda 450 milyon dolar kazandırmaktadır. Bursa’da kurulu 15 salça fabrikası, Türkiye’nin toplam salça ihtiyacının yüzde 32’sini karşılamaktadır. Türkiye’de toplam dondurulmuş gıda üretimin yüzde 45’ini Bursa’daki 3 gıda fabrikası karşılamaktadır.
Bunun gibi daha bir çok gıda ürününde liste başı olan Bursamız bereketli topraklarında yetişen ürünleri ile ülkemizde gıda konusunda belirleyici bir role sahiptir.
Türk yemeklerinde ve Türk gastronomisinin yapı taşı Bursa’dır. Bu nedenle Bursa, Unesco’nun Gastronomi Şehirler Listesi’ne bir an önce girmelidir.
kaynak: hurriyet.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle